Siyaset

Ramanlı: Adeleti önceleyen, 85 Milyon vatandaşımızın partisiyiz! (Video)

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Batman Milletvekili Av. Serkan Ramanlı, Gazze'de devam eden soykırımı eliyle durdurması gereken devletlerin üzerine düşen görevi yapmadığını dile getirdi.

Abone Ol

GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan İshak Polat'ın hazırlayıp sunduğu "Gündemin Sesi Özel" programının konuğu HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Batman Milletvekili Av. Serkan Ramanlı oldu.

Ramanlı, programda İshak Polat'ın gündemle ilgili sorularını cevapladı.

Urfa ziyareti ile ilgili açıklama yapan Ramanlı, "Urfa yabancısı olduğumuz bir şehir değil. Zaman zaman çeşitli vesilelerle Urfa'ya geliyoruz. Bu gelişimiz hem yeni seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Kasım Gülpınar'ı tebrik etmek hem de Kudüs şehidi Hasan saklanan'ın ailesine taziye ziyaretinde bulunmaktı.

Ziyaret vesilesiyle parti teşkilatlarımızla da bir araya gelerek ve ziyaretlerde bulunduk.  Ziyaret kapsamında sizleri de ziyaret ettik. Bizleri misafir ettiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Her ne kadar Batman milletvekili olsam da genel başkan yardımcılığı vesilesiyle ülkenin farklı noktalarına ziyaretler gerçekleştiriyorum. İnşallah bundan sonra da daha dolu dolu programlarla Urfalı kardeşlerimizin yanında olacağız." ifadelerini kullandı.

"AK Parti ile ittifak yaparak meclise girebilme imkânını yakaladık"

HÜDA PAR'ın 2023 yılında AK Parti ile seçim ittifakı yaptığını hatırlatan Ramanlı, "İttifak çatısı altında AK Parti listelerinden seçime girdik. HÜDA PAR 10 yıllık siyasi geçmişe sahip bir parti; ama oy tabanı Türkiye geneline dağıldığı için belli bir yerde konumlanmış bir seçmenden bahsedemiyoruz. Temsil kabiliyetini yakın dönemde elde edebilecek bir pozisyonda değildik. İttifakla mecliste temsil imkânını yakalamış olduk.

Her ne kadar bazı illerde iddialı olsak da Türkiye çapında henüz kitlelerle seçmene sahip bir yapı değiliz. AK Parti ile ittifak yaparak meclise girebilme imkânını yakaladık." diye konuştu.

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Erdoğan'ı destekledik"

2023 Mayıs seçimleri ile değerlendirmesine devam eden Ramanlı, "Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine destek vermemizi istemişti. Mevcut adaylar arasında Sayın Cumhurbaşkanımıza destek vermenin memleketimizin faydasına olduğu kanaati ile kendisine destek verdik.

İttifak olunca mecliste temsiliyetimiz gündeme geldi. Gaziantep, Mersin, İstanbul ve Batman'da AK Parti listelerinde seçilebilecek yerlerde adaylarımızı belirledik. Batman, AK Parti'nin sadece bir milletvekili çıkardığı ve ikinci bir vekile erişemediği bir yerdi.

AK Parti ile bu konuda uzlaştıktan sonra 2023 seçimlerine Batman'da AK Parti'den ikinci sıra milletvekili adayı olarak girdim. İttifak ile seçime girmenin nasıl bir sinerji oluşturduğunu orada gördük. AK Parti, 2023 Mayıs seçimlerinde Türkiye'de en fazla oyunu arttırdığı il Batman oldu. AK Parti'nin milletvekili sayısını artırdığı tek il Batman oldu. Yine AK Parti'nin elle tutulur ciddi bir sıçrama yaptığı yer Batman oldu." şeklinde konuştu.

"Batman'da ikinci parti olduk"

Partisinin 31 Mart seçimlerindeki pozisyonuna değinen Ramanlı, "Yerel seçimlerde ittifak teklifimiz karşılık bulamayınca kendi adaylarımızla seçime girdik. 4 büyükşehirde AK Parti adaylarını destekledik. Bu illerde kendi adaylarımızı çıkarmadık. Geri kalan Türkiye'nin bütün seçim çevrelerinde kendi adaylarımızla seçime girdik. Batman'da da seçime bu şekilde katıldık. Batman'da ikinci parti konumuna geldik. AK Parti, Batman'da 3. parti konumuna geriledi.

AK Parti'nin 2023 Mayıs seçimlerinde oyunu en çok arttırdığı il Batman iken, 2024 yerel seçimlerinde ise oyunu en çok düşürdüğü il Batman oldu. Seçmen davranışları itibariyle birbirine yakın, geçişkenliği olan partilerin ittifakının başarı getirdiği, aksinin ise başarıyı ıskalamak olduğunu görmüş olduk." dedi.

"85 milyon vatandaşın partisi olabilecek bir konumdayız"

HÜDA PAR'ın siyaset anlayışına değinen Ramanlı, "Fikriyat açısından bakarsanız siyasete Müslümanca bakan bir partiyiz. İslam'ı ölçü alan, siyasetini de bu ölçüler içerisinde yapmaya gayret gösteren bir partiyiz. 'En dindar, Allah'ın çizmiş olduğu kurallara en çok riayet eden şahıs ya da parti biziz' diyemeyiz. Rabbimizin belirlediği İslami ölçülerde siyaset yapmaya gayret gösteriyoruz. İnancımızın çizdiği çerçevenin dışına çıkmadan büyümek istiyoruz.

Kahir ekseriyeti etnik aidiyet bakımından Kürtlerden oluşan bir parti olduğumuz doğrudur.  Bu sadece Kürtlerin Partisi olduğumuz anlamına gelmez. Türklerin ve Kürtlerin; Sünnilerin ve Alevilerin de partisiyiz. Aslında 85 milyon vatandaşın tamamının partisi olabilecek bir konumdayız. Biz sosyal adalete inanıyoruz. Önce insan, öncelik adalet diyoruz. Zaten adaleti tesis ettiğiniz zaman herkes bundan mutlu olacaktır. Herkes için adaleti öncelediğinizde ve adaleti tesis etmek için mücadele ettiğinizde aslında herkesin temsiliyetini kazanabilirsiniz." ifadelerini kullandı.

"Kürtler de bu ülkenin kurucu unsurudur"

Uzun süredir devam eden Kürt meselesine vurgu yapan Ramanlı, "Kürtlerin gasp edilmiş ve iade edilmesi gereken bazı hakları var. Kürtler de Türkler gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli kurucu unsuru ve sahibidir. Kürtler binlerce yıldır bu topraklarda yaşamışlardır. Bir yerlerden gelmiş bir kavim değildir. Burada yaşayan en eski kavim Kürtlerdir diyebiliriz.  Osmanlı bakiyesi topraklar da, 780 bin kilometre karelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti de hepimize aittir. Hiç kimse kendini ikinci sınıf bir vatandaş olarak görmemelidir.

On yıllardır maalesef Kürtlere 'Bu devlet ve bayrak sizin değildir' dedirtilmeye çalışıyor. Devlet de bizim, ülkede bizim, vatan da bizimdir. 85 Milyonun hiçbiri birbirine üstün değildir. Eğer birileri 'Ben daha üstünüm ve birinci sınıf vatandaşım' diyorsa ülkeyi bölen kendisidir. Tek tipçilik yapanlar bölücüdür" diye konuştu.

"Kürtler için çözüm silah, şiddet ve gayrimeşru yollara sapmak değildir"

Ramanlı, "Bugün PKK sorunu var. Silah ve şiddet sorunu var. 40 yıldır belki yanlış yöntemlerle bu sorunun çözülmesine dair çalışmalar var; ama bunun çıkmaz sokak olduğunu sağır sultan bile biliyor. Kürtler için çözüm silah, şiddet ve gayrimeşru yollara sapmak değildir. Ülkedeki asayişi bozmak ve huzuru baltalamak değildir. Medeni insanlar gibi Kürtlerin haklarını meşru yollarla ve siyaset zemininde çözebilmenin yollarını aramalıyız. Bunu da bulabileceğimize inanıyorum." şeklinde konuştu.

"Bir elimizde mikrofon bir elimizde silahla bu işi çözemeyiz"

Ramanlı, "Devlet, eski devlet değil. Eskiden olduğu gibi ceberut devlet anlayışı bugün yok. Siyaset kanalları açık. Eskiden 'Kürt' bile denilemiyordu; ama bugün Kürtlerin kabulü var. Eskiden dilimiz yasaklıydı, bugün TRT Kürdi 24 saat devlet kanalı olarak yayın yapıyor. Okullarda Kürtçe ve Zazaca seçmeli dersler var. Biz bunu ne kadar kullanabiliyoruz? Kürtler ile ilgili kazanımları muhafaza etmek ve bunun ötesine taşıyabilmek için mücadele etmemiz gerekiyor.

Kürt meselesinin çözümünü ana caddeye taşımamız gerekir. Bunun da zemini siyaset ile olur. Her zaman şunu vurguluyorum. Bir elimizde mikrofon bir elimizde silahla bu işi çözemeyiz. Silahı bırakmamız gerekiyor." dedi.

"Gazze'deki zulmü eliyle düzeltmesi gerekenler bir şey yapmıyor"

Gazze'de devam eden siyonist soykırıma dikkat çeken Ramanlı, "Gazze'de yaşananlar maalesef insanlık içinde Müslümanlar içinde utanç verici bir durum. Bunları artık kelimelerle ifade etmenin bir hükmü kalmadı. 200 Yıldan fazla bir süredir gözlerimizin önünde; katliamlar, bebek ölümleri, enkazdan çıkarılan kadınlar ve çocuklar ile açlığa mahkûm edilen insanlar geliyor. Sözde iletişim çağında olduğunuz medeni dünyanın bas bas bağırdığı ve 'ben buradayım' dediği bir zaman diliminde böylesine bir vahşete tanıklık ediyoruz.

Ehli vicdan ve ehli iman bunu kabul etmiyor. Bu sadece sivil alanda yapılan bir mücadele olarak kalıyor. Meydanlara dökülüyoruz, mitingler yapıyoruz. Medyada bunları gündeme getiriyoruz. Basın açıklamalarını ile dikkat çekmeye çalışıyoruz. Dünyanın birçok yerinde bu şekilde eylemler yapılıyor. Ama bu zulmü eliyle düzeltmesi gereken devletler ve uluslararası kuruluşlar üzerine düşeni yapmıyorlar. Gerçekten bu konuda hiçbir şey yapmıyorlar. Yapamıyorlar diyemiyorsun yada yapmamayı tercih ediyorlar. Bu utanç, dolayısıyla hepimiz utancı haline geliyor" dedi.