GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan Ömer Faruk Kazancı'nın hazırlayıp sunduğu "Urfa'dan 1 Kitap 1 Yazar" programının canlı yayın konuğu Harran Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yazar Prof.Dr. Mahmut Kaya oldu.

Kaya, "Dünden Bugüne Çok Eşlilik" isimli kitabı ile ilgili merak edilen soruları cevaplandırdı.

Yazmaya nasıl başladınız sorusuna cevap veren Kaya, "Şanlıurfa İmam Hatip Lisesi'nde okurken bir grup arkadaşla birlikte bir duvar gazetesi çıkarmıştık. Daha önceye gidersek Urfa'da 'Davet Kitabevi' denilen bir kitabevi vardı. Davet Kitabevi, şimdiki merkez PTT'nin karşısında bir yerde küçük bir kütüphane oluşturmuştu. Oraya abone olmuştuk. Oraya giderek kitap okuyorduk. O dönem çok fazla roman vardı. Bir ayda en fazla kitap okuyan kişi seçilmiştim. Çok hızlı kitap okurdum. Bizim dönemimizde radyo vardı. Radyoda düzenlenen programları dinlerdik. Rahmetli babam televizyona mesafeliydi. Evimizde televizyon yoktu. Lisede duvar gazetesi çıkardık. İlk yazım, üniversite 2. sınıfta okurken 'Eksen' diye bir dergide yayımlanmıştı " dedi.

Kaya, "Üniversiteden mezun olduktan sonra da aralarında GAPGündemi'nin de olduğu bir dizi gazete ve sitede köşe yazıları yazdım. Yazılarımda Şanlıurfa'nın sosyal sorunlarına değindim. Bu arada yüksek lisansa başladım. Doktora aşamasında yaptığım akademik çalışmaları kitap haline getirdim. Şu an 5 kitabım var. Akademiye geçtikten sonra gazete ve dergilere vakit ayırmak mümkün olmadı. Akademik çalışmalara ağırlık verdim. " şeklinde konuştu.

"Çok eşlilik ile ilgili çalışma yaptım"

"Dünden Bugüne Çok Eşlilik" isimli kitabının içeriği ile ilgili bilgi veren Kaya, "Mesleğim sosyoloji olduğu için sosyologlar çalışmalarını yaparken çevrelerini gözlemler, çevrelerinde dikkat çeken ve gözlemlerinde ön plana çıkan unsurları çalışırlar. Doğrusu ben de yüksek lisans yaparken kendimce şöyle bir planlama yapmıştım. Bir akademisyen olacaksam kendi şehrimin sorunlarını araştıracaktım. Bu kitap benim aynı zamanda yüksek lisans tezimdi. Daha önce de Urfa sıra geceleri ile ilgili bir çalışmam olmuştu. Çok eşlilik bölgemizde görülen bir gerçek. Mahallemizde ve yakın çevremizde çok eşlilik yaşanıyordu. Dolayısıyla akademik bir konu olarak bu konuyu seçtim. Çok eşlilik neden oluyor bu konuyu ele aldım." ifadelerini kullandı.

"Çok eşlilik ile ilgili saha araştırması yaptım"

Kitabı hazırlanan izlediği yol haritasına değinen Kaya, "Bu konuyu seçtiğim zaman kaynak çok azdı. Saha çalışması da çok azdı. Dolayısıyla çok eşlilik, aile kurumu ile ilgili bir konu olduğu için bir yönüyle teorik kaynakları taradım. Bir yönüyle de saha çalışması yaptım. O zaman hatırlıyorum Urfa'yı temsil edecek şekilde Hilvan, Viranşehir, Harran, Suruç ve Bozova'nın köylerinde 100 kadın ve 100 erkek katılımcı ile çok eşlilik ile ilgili anket çalışması yaptım. Bu şekilde saha çalışmalarıyla insanlar neden çok eşliliği tercih ediyorlar? Çok eşliliğin din ve aşiret yapısı ile ilişkisi var mı? İnsanların ekonomisini nasıl etkiliyor? Urfa'nın sosyal yapısı bundan nasıl etkileniyor? Bu konularla ilgili saha çalışması yaptık ve çok güzel veriler elde ettik." şeklinde konuştu.

"Tanzimat'tan beri kadın konusu çok tartışmalı bir konudur"

Bu çalışmam 1,5-2 yıl sürdüğünü ifade eden Kaya, " Çok eşlilik konusu, Türkiye'de çok tartışılan bir konudur. Türkiye'de Tanzimat'tan beri kadın konusu çok tartışmalı bir konudur. Bunun nedenlerinden biri de çok eşli evliliklerdir. Kadını, erkeklerin istismar ettiği ve onları baskı altına aldığı bir durum olarak analiz edenler de vardır. Konuyu dini olarak bir ruhsat olarak görenler de var. Benim temel gayem Urfa sosyal yapısında bunun ne olduğunu ortaya koymaktı. Hitap ettiğimiz kitle akademik çevrelerdi. Konuyla ilgili araştırma yaparken bir ya da iki tane test vardı. Konu ile ilgili dolayısıyla benim çalışmamda bu konuya bir destek sağlamış oldu. Bir yönüyle bu konu ile ilgili çalışmak isteyenlere önemli bir kaynak oldu. Sosyoloji öğrencilerine de saha araştırması nasıl yapılır? Nasıl sonuçlar elde edilebilir? Diye yol gösterici oldu." ifadelerini kullandı.

"Ulus devletler ile birlikte tek eşliliğe dönüldü"

Kaya, "Dışarıdan bakıldığı zaman çok eşliliklerin sadece Urfa'da yaşandığını düşünenler var. Tarihte de olmuştur. Evlilik kurumunun kadın ve erkeğin birlikte yaşaması ve neslin devam ettirilmesi gibi fonksiyonları var. Geçmiş toplumlarda çok eşlilik konusu farklı amaçlarla da kullanılmış. İmparatorluklar zamanında bir erkeğin bir fazla kadınla evli olması imparatorun gücünü gösteriyordu. Aynı zamanda diplomatik bir araçtı. Osmanlıda da çeşitli gerekçelerle çok eşlilikler olmuş. Özellikle savaşlarda erken nüfusunun azalmasından dolayı kadınların himaye altına alınması amacıyla yapılan evlilikler de var. Ulus devletler çağında ise birçok devlet ve toplum tek eşliliğe yöneliyor." dedi.

"Gelenekler yasalarla ortadan kaldırılamaz"

Sosyoloji mevzunun varlığı oradaki diğer faktörler ile ilişkilidir. Türkiye'de doğu ve güney doğuda çok eşlilikler olmakla birlikte başka bölgelerde de ya çocuk olmamasından ya da daha fazla çocuk isteğinden dolayı bu tür eşlilikler yaşanabiliyor. Bölgemiz açısından kritik olan durum ise tarımsal üretim tarzının devam ediyor olmasıdır. Özellikle çok erkek çocuk asker olarak görülüyor tarla ve bahçe işi işlerinde ise kadınlar ve erkekler beraber değerlendiriliyor. Aynı şekilde sosyal yapının içerisinde de yerleşmiş geleneklerin değişmesi çok zordur. Gelenekler yasalarla ortadan kaldırılamaz.

Kanunen bir şeyin yasaklanması olması onun hızlıca biteceği anlamına gelmez. Kültürün içerisine yerleşmesinden ve dinsel meşrutiyetinin olmasından dolayı çok eşliliğin erkeğin hakkı olduğu yorumları da var. Bunu farklı şekilde değerlendiren insanlar da olabilir. Dolayısıyla bölgedeki sosyoekonomik yapı, aşiret yapısı, insanlarına eğitim seviyesi, çocuklara yönelik bakış açısı etkili olmuştur." dedi.

Editör: Yüksel POLAT