Türkiye’nin siyasi hayatında 14 Mayıs 1950 ve 14 Mayıs 2023 seçimleri, tarihi kavşak noktalarıdır. Bu seçimin şeffaf ve her kesim tarafından kabul edilebilir olması, Türkiye’nin sigortası olarak görülmektedir. Bu oran ve kaliteli seçim ne ABD ne de AB de vardır. Biz bunu Demokrat Parti’ye borçluyuz. 1946 yapılan açık oy, gizli sayım ve sayımdan sonra sonuçların yakılmasıyla, mutlak bir zafer kazanan CHP’nin, halkı 14 Mayıs 1950 seçimlerine de götürmek isteyen CHP’ye rest çeken, DP’nin ülkemize kazandırdığı 5545 sayılı seçim kanunu ülkemizin ve halkımızın teminatıdır.

İlkinde 1908 yılından itibaren iktidarda olan 42 yıllık tek parti, zalim ve zorba bir ideoloji, kansız olarak yıkılırken; ikincisinde son 240 yıllık Batı karşısında geri çekilen nizamı kadim ruhumuza özgüvenin geri geldiği adeta Sakarya Meydan Savaşı gibi karşı saldırıya geçtiğimiz, kendi milli ruhumuz, silahlarımız ve siyasetimizle Büyük Türkiye siyasetinin darbeler, ekonomi, siyasi ve toplumsal krizlere rağmen, TBMM’de ve Başkanlık yarışında Başat Güç olduğumuz, seçim olarak tarihe geçmiştir.

14 Mayıs 2023 seçimlerinin başlıca verileri şöyledir:

Bu seçimde katılım oranı 1987 (%93) den sonra en yüksek oran yani %85,6 oldu. Bunun anlamı şöyle okunabilir. 64 190 000 seçmenden 54 919 000 kişi oy kullandı. 3 287 000 kişi yurtdışında bulunmaktadır. Bunların da yarısından fazlası oy kullandı. 28 Mayıs’ta her oy, gram altın değerindedir. Yurtdışı oylar, 48 000 yeni seçmen ve muhtemel vefatlar nedeniyle seçmen değeri daha da artacak.

Bu seçimlerin etkisi düşük de olsa mutlak galipleri adeta sıfırdan başlayan YRP, HÜDA PAR ve Sinan OĞAN oldu. YRP, SP’den Milli Görüş bayrağını geri alırken, HÜDA PAR da 3 puan düşen HDP’deki Kürtlerin bayrağına el atmaya başladı ve Güneydoğu’da sandık güvenliğini sağlamıştır.

HDP 2 milyon oy gerileyerek 6 milyondan, 4 milyona düştü. Batı’da ciddi oy kaybına uğradı. Bunun anlamı şudur: halk, terör ve çatışma değil siyaset istiyor. Çözüm sürecine destek %96 civarında idi ancak HDP ve Demirtaş hala mesaj almamış görülüyor. 9 Parti’den oluşan YSP, Kürtlerden çok sol batıcıların partisi haline geldi. Oysa HDP, 7 Haziran seçimlerinde Türkiye partisi iken, %13.2 oyla 82 vekile sahipti. Şimdi %8,8 oyla ancak 60 vekil kazanabildi hem de elinde Selahattin Demirtaş’ın imdat nameleri varken.

MHP milliyetçilerin kalesi olma vasfını kurumsallaştırdı ve İYİ Parti, beklediği başarıyı sağlayamadı. Deva, GP, SP ve DP, CHP’nin oylarını 3 puan artırmasına karşın, oylarının çok üzerinde 37 milletvekili aldılar. Bu durum, CHP’de tartışma ve çatlaklara sebep olacak ve Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’ta başarısızlığı halinde, onun kellesine de mal olacak gibi görülüyor.

Beş yıllık Türk Tipi Başkanlık sistemi kurumsallaşmış ve Türkiye’de siyasi krizleri önlemede ve bölünmüş toplumsal ve siyasal yapıda önemi daha iyi görülüyor. 27 milyon oy kazanmış olan Erdoğan rakibi Kılıçdaroğlu’ndan 2,5 milyon fazla oy almıştır. Sinan Oğan ise %5 ile 3 milyona yakın oy kazanmıştır.

Bugün, %49,37 oyla 321 vekil alan Cumhur İttifakına karşın Millet İttifakı, %35.12 oyla 213 oyla kazanmıştır. Emek İttifakı ise %10.53 oyla 66 vekil kazanmıştır.

Deprem bölgesindeki hizmetler takdir görmüş ve halk yaparsa ancak Erdoğan yapar düşüncesini kabul etmiştir. Ancak burada eksilen nüfusu da hesaba katmak gerekir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Öncelikle Anadolu irfanının galip geldiği bu seçimde hem iktidar hem de muhalefet, halka boyun eğmiştir. Hira dağı ve Ayasofya, Olımpus dağının çocuklarından üstün görülüyorsa da okçular tepesi asla boş bırakılmamalıdır.

Siyaset matematik değil yeniden hamur yoğurmaktır. Siyasette 2+2=4 etmediği gibi 0,2’nin 70’ten büyük olduğunu da gördük. DP: 3, SP:10, Deva: 15 ve GP:10 vekili havadan kazanmıştır.

Bu seçimde, belki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk turda parlak bir zafer kazanmadı ama dışardan ve içerden ciddi bir desteğe rağmen Kılıçdaroğlu daha doğrusu Jön Türklerden beri (1908) Batıcı zihniyet ciddi olarak yenildi. Artık, Asker+CHP=iktidar dönemi kapanmıştır.

Bu seçimlerde HÜDA PAR üzerinden Yasin Börü'nün intikamı, Batıcı Kürtçü mankurt zihniyetlerden alındı ve samimi Müslüman Erbakan’ın ruhu 21 yıl sonra yeniden Meclis’e geldi.

Algı oluşturmak için batılı istihbarat ürünü kaset, kumpas ve mafya siyasetine rağmen Millet İttifakının lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı, kaybetti.

Bu seçimde, deprem, patates ve soğan mı? Veya TOGG nükleer enerji ve Büyük Türkiye mi? Sorusuna TOGG ve milli silahlar galip geldi.

Bu seçimde Z kuşağı dedikleri nesil değil inançlı ve Teknofest nesli galip geldi.

%10’dan fazla olan kararsız seçmen ve Sinan Oğan kilit öneme sahip olmuştur. Fotomontajcı anketçiler ve Musk’ın elindeki sosyal medya çöktü.

İslami ve milliyetçi oylar yükseldi, kurumsallaştı Erbakan ve Yapıcıoğlu AK Parti çatısı altında aynı safa durdu. DP ve ANAP çizgisinden gelen AK Parti siyasi muhafazakârlığın 14 Mayıs 2023 yılından sonra amiral gemisi oldu.

Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’den büyüktür ancak bu ciddi tehlike arz etmektedir. Son döneme giren Erdoğan’ın yerine bir halef hazırlaması ve Parti’nin kurumsallaşması için AR GE üzerinden ciddi insan kaynakları çalışması yapılmalıdır.

2002 seçimlerindeki (%34,4) oyundan 21 yıl sonra ancak 1 puan artırmış olan AK Parti, ANAP’lılaşma tehlikesine karşı, belirgin adaylarda ve hegemonya anlayışına karşı liyakat, ehliyet ve dava ruhuna sahip kişileri sahaya sürmelidir. Önümüzdeki seçimde topal ördek olmamak için yerel seçimlere dikkatle hazırlanmalıdır. Çünkü İstanbul ve Ankara’da aynı oya sahip olan (%46) Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçtaroğlu’ndan bir puan geride bulunması, ciddiyetle çalışılması gereken bir konudur. Seçim sürecinde Belediye Başkanından çok adeta bir parti sözcülüğü yapan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ciddi darbe aldığı görülüyor.

AK Parti uygun adaylarla önümüzdeki yıl, mecliste çoğunluğa sahip olduğu Ankara ve İstanbul Belediyelerini geri alabilir.

28 Mayıs’ta tamamlanacak olan bu seçim sonucuna göre, 21.yy Türkiye’si şekillenecektir. Büyük Türkiye idealine ya tamam ya da Türkiye Yüzyılına merhaba diyeceğiz. Bu nedenle 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethi ikinci kez tamamlanmalıdır.

İnanıyorum ve son 73 yılda gördüm ki; basiretli halkımız son kertede; somut, pozitif ve euzu besmele çekerek oy kullanıyor. Türkiye Yüzyılı için, çay koy keçeli yeniden başlıyoruz…