Suriye'deki iç savaşın en büyük bedelini ödeyen halkın Suriye halkı olduğunu bilmeyen kimse kalmadı. Bununla birlikte sizin de malumunuz olduğu üzere Suriye'de yaşam alanları yok denilecek kadar azaldı. Suriye, insanın yaşayabileceği doğal bir yer olmaktan çıktı.

Suriye halkının mücadele ettiği sıkıntılar: Açlık, susuzluk, kıtlık, salgın hastalıklar... Bu sıkıntılar hayatı olumsuz yönde etkiliyor.

Aslında, Suriye'de yaşanan mini bir dünya savaşıdır. Savaş, şartlarını, büyük acıları beraberinde getirir.

Bu durumda Suriye'de yaşayan insanlar göç etmek zorunda kalıyor.

Peki nereye? En uygun göç yeri sınırdaş olduğu ülkelerdir. Bu ülkeler içerisinde en cazibelisi Türkiye'dir. Türkiye insanının misafirperver olması ve manevi iklimi muhacirlerin buralara akın etmesini sağladı. Evet, Türkiye kucak açtı ve insanları Ensar olduklarını ifade etti.

Türkiye devlet ve halk olarak sığınmacılara yaptığı ve yapmaya davam ettiği hizmetleri bi hakkın yapıyor. Elbette, tarih bu hizmetleri yazacaktır. Türkiye sığınmacıların gıda, barınak, sağlık ve eğitimini de kısmi olarak karşılıyor. Bu yapılan hizmetler karşısında Suriyeli muhacirler her zaman minnettar olduklarını dile getiriyorlar.

Bu hizmetlere rağmen Suriyeli muhacir Avrupa'ya göç etmek istiyor. Ucunda ölüm olsa da muhacirler Avrupa ülkelerine sığınmak istiyorlar. Neden acaba?

Onuruna yakışır bir şekilde yaşamak için mi?

Aradığı değeri bulmadığı için mi?

Bunların hepsi birer nedendir.

Hicret etmek isteyenler arasında en çok olanlar: Akademisyenler, bilim adamları, sanatçılar ve düşünürlerden olmaktadır.

Şimdi sözü onlardan birisine bırakalım. 'Hayatta en çok istediğimiz şey Türkiye devletine bir hizmet sunmaktır. Ama bunun için bize alan açılması gerekiyor. Dünyada en değerli kaynak insan kaynağıdır. Türkiye'nin bu insan kaynağını iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Aksi taktirde bu insan kaynağı Türkiye'den de göç etmek zorunda kalır. Ve soluğu Avrupa'da alırlar. Bu durumda Türkiye'den Avrupa'ya beyin göçü gerçekleşir. Sonra bu göçün önüne geçilemez. Türkiye devletinin, hizmet etmemiz için alan açması gerekiyor.'

Evet, Türkiye devlet olarak insani ihtiyaçları karşılıyor. Burada bir sorun yok. Asıl sorun beyin göçünün önlenmemesi. Önemli olan bu yaraya dikkat çekmek.

Avrupa ülkelerinin yetişmiş bilim adamlarına yaklaşımı nasıl diye baktığımızda nasıl bir tablo önümüze çıkıyor? Bilim adamlarını ve akademisyen olanlarını alıp değerlendiriyor. Peki, neden bunu yapıyor? Kendi hedefleri doğrultusunda kullanmak adına olmadığını kim söyleyebilir!

Öyle ise bir an önce yetkililerin bu doğrultuda, geniş ve kapsamlı bir çalışma yapmaları gerekiyor.