Bu haftaki yazımızda sizlerle çocuklarda sık görülmekle birlikte, ebeveynler tarafından çoğu kez fark edilmeyen 'Gece terörü' tanımlı psikolojik bir rahatsızlığı ele almak istedim. Bu rahatsızlık genellikle 18 ay ile 10 yaş aralığındaki çocuklarda daha sık kendini gösteriyor.

**

Peki bu rahatsızlık ne tür belirtiler gösteriyor? Öncelikle bu durumun aşama aşama yükselerek gelişim gösterdiğine değinmek gerekiyor. Gün içinde günlük uyku ihtiyacını gideren çocuk, gece uykusunun ortasında çığlık atıyor. Sonrasında bazen saatlerce sürebilecek bir ağlama krizi.

**

Bazen gözleri kapalı bir şekilde kriz haline bürünen çocuk, anne-baba tarafından 'Kabus gördüğü' sanılarak uyandırılmaya çalışılıyor. Ancak tüm denemelere karşın çocuk ağlamaktan yorulana, gözleri şişene kadar normale dönmüyor.

**

Haftada 1-2 krizle başlayan nöbetlerin sıklığı artmaya, şekilleri değişmeye başlıyor. Çocuk uyurgezer gibi gözleri kapalı bir şekilde çığlığa ağlamaya devam ederken oturuyor ve yürüyor. İlerleyen dönemlerde ise çocuk bu kriz haline uyku halinde olmasına rağmen gözleri açık bir şekilde devam ediyor.

**

Çoğu anne-baba böyle bir durumda; çocuğun mızmızlandığını, ilgi alaka çekmek için böyle bir tutuma girdiğini, şımarıklık gösterdiğini düşünüyor. Durum böyle olunca çocuğa karşı tahammül sınırları daha sınırlı oluyor. Yazının bundan sonraki kısmını uzman doktorların tanım ve tavsiyeleriyle sürdürelim.

**

Uzmanlara göre Gece terörü; 'Parasomnia' olarak tanımlanan uyku bozuklukları grubunda yer alan anormal uyku örneklerinden biridir. Genetik, nörolojik, psikolojik nedenlere bağlı ortaya çıkar. Gece terörü; her zaman psikolojik nedenlerle (örn; kötü bir olay yaşamak) ilişkilendirilmemelidir.

**

Ancak kaygılı mizaç özellikleri olan, travmatik bir olay sonrası hassasiyeti artan, yoğun ayrılık kaygısı yaşan çocuklarda daha sık görülebilir. Tipik bir atakta çocuk oldukça ürkmüş şekilde yatağa oturarak aniden çığlık atar, ardından inilti benzeri küçük sesler çıkararak belirgin korku, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, terleme gibi belirtiler gösterir.

**

Kıyafetlerini çıkarabilir, değişik el kol hareketleri olabilir, sık olmasa da korkuyla yatağı ve yatak odasını terk etme görülebilir. Ataklar tekrarlayıcı şekilde, genellikle uykunun ilk 1/3'ünde ortaya çıkar. Yaklaşık 20 saniye ile 5 dakika kadar sürer. Bu süre kimi zaman artar.

**

Ardından çocuk tam bir uyanıklık olmaksızın yatışır ve kendiliğinden uykuya dalar. Çocuk atak esnasında ve sonrasında çevreyle ilişkisizdir, sabah uyandığında atağı hatırlamaz. Genellikle gecede bir kez görülen ataklara uykuda konuşma, iç çekme, iniltiler eşlik edebilir.

ATAK SIRASINDA ANNE BABALARI NE YAPMALI?

Anne babalar öncelikle sakin olmaları, bu durumun ciddi bir hastalığa yol açmayacağını bilmeleri, çocuğun ertesi gün atak sürecini hatırlamayacağını akıllarında tutarak nedeninin mutlaka psikolojik olduğunu düşünüp çocukta endişe yaratacak konuşma ve yaklaşımlarda bulunmamalıdır.

**

Çocuğun yatak odası güvenliği sağlanmalı, atak sırasında çocuğun kendine zarar vermesi engellenecek şekilde tutulması gerekir. Düzelmeyen, 2-3 aydan uzun süre devam eden durumlarda mutlaka çocuk psikiyatri ya da çocuk noroloji uzmanına danışmalılar.

Kaynak: www.acibadem.com.tr