Selam dostlar.

Namuslu bir hikâyen varsa kimse seni satın alamaz

(Bülent Ecevit)

Alamaz da zaten, dünyası gelsin, kimseye eyvallahımız yok!

Üç beş hainin keyfine göre de hareket edemeyiz. Gerçek; noktadır.

Çevre ve şehircilik il müdürlüğü vali ve belediye başkanı…

Öyle bir topa tutulmuş ki sallayan sallayana…

Mıymıntı cümleler, salak bühtanlar, hırca …

Karpuzu yere vuralım mı? Açtırmayın ağzımı feodal gülleri… Bayram, bayram

Burası Urfa, buram buram aşiretçilik adam kayırmacılığın hadi hesabı yok.

Hele aşiretinden bir vekilin varsa tamam salla işin kolayına sallaaaa

Ulan iki keçiyi versem sana, çıkar birini kaybedersin öbürü de seni bulur.

Sonrası malum gider idareci olur çıkarsın…

O vekilde utanmadan benimki diye mecliste soru önergesi bile verir.

Peki; bu yukarda saydığım idarecilerimiz nasıl çalışacak yani….

Vali.

Belediye başkanları

Ve kurum amirleri nasıl çalışacak, bilen var mı?

Örnek;

Çevre ve şehircilik il müdürlüğü;

Malum deprem ve malum selden sonra ekipleri jet hızı ile

Olaylara müdahil oldular, kimi evde yoktu, kimi binalara girilemedi…

Ama sonuna kadar adamlar mücadele etti…

Dünyanım her yerinde yapılan ne ise onu yaptılar, (çekiç ve bilgisayar.)

Buraya kadar normal…

Normal olmayan ne biliyor musunuz?

Normal olmayan, orta hasarlı bir binayı, feodal yakılışımla ya da

İkili ilişkilerle, gerçekte orta hasarlı binayı, az hasarlıya çevirmeleri.

İnsan yaşamını hiçe sayarak, ticari kaygıyla yapılan bu hareketle…

Masum insanları çaresiz kılıyor.

Önce orta ya da ağır hasırlı olan bina sakinleri, evi terk ettikten sonra

Uyanık ev sahipleri, bir yolunu bulup, az hasarlıya çevirdiği binayı… Anladınız siz.

Masum vatandaş, hem afattan aldığı yardımdan darbeyi yiyor…

Hem taşınmanın, psikolojisi bir tarafa, tabiri caizse çıpıldak ortada kalıyor.

Peki, nerde bu devlet detirmez mi adama! İşte bunu yapan kim?

Sizde biliyorsunuz bizde! Yani feodalin memuru, yani feodallerin gülleri.

Vali bey sizi uyarıyorum.

Bakın hakikatten siz hizmet sevdalısı bir kişiliğiniz var… Eyvallah

Çiftçi çocuğusunuz, yokluk nedir bilensiniz ona da… Eyvallah.

Urfa da depremde önce ki veriyi temel alarak, yıkın hasarlı binaları.

Yoksa töhmet ve vebal altında kalırsınız, insanlar ölecek…

Prof. Dr. Naci görürden aldığımız haberlere göre…

Bingöl depremi ağızda, adana fay hattı aktif, lütfen vebal altıda kalmayın.

Yaratan korusun.

Olası beş şiddetinde depremde, birçok bina yıkılacak. Yazıktır, günahtır.

Sakın ha… Sizi ya da her hangi bir birimi suçlamıyorum.

Çarkın kırık olduğunu izah ediyorum, yalan beyanlar bizi felakette sürükler.

Çevre ve şehircilik il müdürü çaresiz kalıyor.

İşlerin nasıl yürüdüğünü siz daha iyi bilirsiniz, bu yörenin evladısın. Bil artık.

Ölümüm sizin elinizde olmamalı, huzurum sizin elinizde olmalı.

Mazlumun ahı zordur, etmeyin. Yıkın şu binaları.

İnanıyoruz ki…

Elhamdülillah, devletimiz güçlüdür, sizin engin duruşunuz, bununda üstesinden gelir.

Seçim bitti, herkesin, size umudu var. Umutsuz bırakmayın…

Biz dedik arif olana arif olmayana davul zurna çal babam çal…

İsteyen gül atar isteyen diken saplar gül de bizim diken de hoş kalın.