SORU: Avukatım, hapishanelerimizin durumu nasıl?

CEVAP: Bu soruyu hangi manada veya hangi hususta sorduğunuzu bilememekle beraber; eğer ki hapishanelerin fiziki şartlarını ve imkânlarını soruyorsanız, dünyanın diğer ülkeleri ile kıyaslanınca, Türkiye'nin bu konuda iyi olduğunu söyleyebilirim… 

Benim bugün bu soru vesilesiyle dile getirmek istediğim şu olabilir ki; hapishaneler sadece ceza çekilen yerler değil, aynı zamanda bir şekilde suça bulaşmış insanların kendilerini ıslah ettikleri ve edebilecekleri yerler de olmalı… 

Evet, bu hususta büyük eksiklik ve ihmal var; adama bakıyorsun 3 sene, 5 sene, 10 sene içeride yatmış ama çıkar çıkmaz kaldığı yerden devam diyor işleye geldiği serseriliklere ve suçlara… Burada bir sakatlık var; suç işleyen adamı yıllarca dışarıdaki suç işleyen insanlardan ve de suç işleme imkânından izole ediyorsunuz ama çıktığı vakit bir tövbekâr, pişman, aklını başına almış, hatalarından ders almış biri olarak değil de, aynı şekilde suç işlemeye devam eden birisi olarak topluma karışıyorsa burada bir sakatlık var!  

Hapishanelerin sadece ceza evleri değil, ıslah evleri de olması gerekiyor… Ve kabul edelim ki bu da ancak ve ancak dinî bir inanç eğitimi ile mümkün! Ahireti / Cehennemi bilmeyen, kabul etmeyen ve de bununla beraber suç işlemeye meyilli ve hevesli bir insanı hangi kanun, ceza, polisiye tedbir veya idari cebirle vazgeçirebilirsiniz ki? 

Lakin suç işlemeye niyet eden ama bununla beraber ahiret / Cehennem inancı olan biri ne der ve düşünür: Tamam, devletin görevlileri beni görmüyorlar ama her şeyi bilen ve gören Allah beni görüyor, tamam hapishaneye girmeyebilirim ama Cehennem denen korkunç hapishane var ki ondan nasıl kaçacağım ve gizleneceğim! 

Şimdi bazıları haklı olarak diyebilir; ne alaka avukat, işte toplum olarak halimiz meydanda, suç işleyenlerin çoğu Allah'ı da biliyor, Cehennemi de ama gene de suç işlemeye devam ediyorlar, keşke öyle dediğin gibi kolay olsaydı!

Allah'ı bilmek ayrı, Allah'a inanmak ayrı! Ahireti bilmek ayrı, ahirete inanmak ayrı! Cehennemi bilmek ayrı, Cehenneme inanmak ayrı! Hangimiz bilmiyoruz ki, Vallahi bilmeyenimiz yok ama ve lakin hangimiz gerçek / tam olarak inanıyoruz diye sorarsan işte orada sükut! 

İman, iman, iman…