Muharrem, değerli kardesim Ramazan, arınma ve ibadet ölçüsünde Oruç Ayı...

Bilirsin ki bir ibadettir, oruç tutma, diğer esaslar gibi.

Ülkemizde oruç tutan sayısı belli...

Kimse 99 Masalını anlatmasın, Muharrem. Çarşı, pazar, park ve lokantalar, caddeler buna tanıklık eder, şahidiz ve gözlerimizle gördük, görüyoruz.

Her sahurda evlerin yanan ışıklarına bakmak yeterli, Muharrem.

Namaz kılma oranı, oruç tutanlardan daha düşük, Bayram Namazları hariç.

Şehirleri dolaşırken gördüğümüz manzara, yaşanan hayat, konuştuğumuz kimseler...

Doğrusu budur da televizyon ekranlarında lebaleb manzaralar, aldatmasın bizi.

Muharrem, Ramazan geldi ve gidiyor. Ne değişecek kimi alanlarda?

Her iftar öncesi tilavet şimdi olmayacak.

Gelecek Ramazan'a kadar akşam vakti girince televizyonlarda ezan olmayacak.

Gariban insanımın inancını kendince yasamak için hem tebessüm ettiren hem de ağlatan sorularına cevap vermeyecek, ekran gediklileri.

Ramazan için bir araya gelen ekipler, işlerine dönecek.

Kimi semazen düğün ve nişan için teklif bekleyecek.

Kimi ilahî okuyup ağlatanlar, toplantılara, eğlence buluşmalarına gidecek.

Mevlûthanlarımızın kimi, gelen teklifleri değerlendirecek.

Programın dinamosu akademisyenler de görevlerine ruc'û edecek, yazarlıkla yazarlık, çizerlikse çizerlik.

Herkes bir aylık süre içinde hak ettikleri ücreti alacaktır, kuşkusuz.

Gelen reklam payı ile sponsorlarla televizyon kanalları zarar etmeyecek.

Kimseler, on bir ayda kadar şu soruya benzer izahat beklemeyecek:

- Hocam, ojeli tırnaklarla abdest alabilir miyim?

Kimse şu soruya benzer ifadelerle de karşılaşmayacak:

- Komşumuzun bahcesinden küçükken erik çaldık. Bu günah mıdır?

Herkesin dünyası değişecek, çoğunlukla.

Bankalar, Bayram kredisi yerine rota değiştirecek,' faiz bu ' diyecek.

Asitli içecek satanlar, 'Hayırlı iftarlar' ve ' Hayırlı sahurlar' demeyecek, aç mideye asitli içecekler salamayacak, kimse geğirmeyecek, çok yediği için.

Dinî objeler, yaşlıların ya takkesi ya baş örtüsüyle sınırlı olacak, şeker ve çikolata, colalı ve kolonyalı reklamlarda ki süresi bir haftayı geçmez.

Kimse bu aya, konsept gereğince ' Şeker Bayramı' demeyecek, 'Oruç Ayı' yerine ' Ramazan ' denilecek.

Diyetisyenler, Bayram süresince aşırı yiyeceklerle ilgili uyarılarda bulunacaklar, aşırı derecede et yenilmemesi, yiyeceklerin birbirine karıştırılmaması için.

Kimi doktorlar, karşılaşabilinmesi muhtemel durumlar için tavsiyede bulunacak, son haftada takatsiz düşen bünye için.

Evlilik programları iptal edilince yerine yemek, mutfak ve yarışma üçgeninde programlar geldi, malûmunuz.

Yemek programlarında dönen ön algı amaçlı tüketimi kamçılayan yemek tariflerine bayram yemekleri tarifleri katılacak.

Hangi etin hangi yemekte ve hangi yağ ile kızartılıp ya da pisirileceği belirtilecek. Hangi marka pirinçle hangi çeşit pilavın yapılacağı söylenecek. Hangi içecekle hangi yemeklerin hazmının kolay olacağına dair bilgi verilecek.

Yarışmaya ay boyunca katılanlardan birine ödülü verilecek, verilen ödül × onlarca misli yapımcıda kalacak, maharetli sunucu payına düşeni alacak.

Ramazan bitince tekrar eski tas ve eski hamam...

En güzel Kur 'an okuyanları birinci seçerler de Kur'an'da yer alan kurallara uygun yaşayanları yok bilirler.

Hem Muharrem, bir Hafızı tebrik ettim, can ú gönülden:

- Çok güzel okudunuz, Rabbim razı olsun. Okuduğunuz sûrede Allah, ne diyor?

Hafız, utandı birden bire Muharrem, kendisi bilmiyor imiş, mealini tümüyle.

Bilirsin, ' (Şimdi söyleyin,) O halde Allah'ın hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? ' ihtarının geçtiği Rahman Sûresi'ni. Mutlaka aklında kalmıştır, ' Tukezziban' ifadesi.

Gazeteler, Ramazan Sayfası hazırlamayacak.

Ramazan hürmetine gündüz kapalı olan kimi işyerleri, özgürleşecek, insanlar serbest olacak.

Muharrem, Ramazan içinde evine gittiğimiz insanımızın içler acısı durumuna tanıklık ettik.

Utandık, yerin dibine girseydik iyiydi.

Dolabında yiyecek adına bir şey yok, erzak kalmamış.

Tütmez ocaklar gördük, ateşten uzak kalmış tencereler...

Kahvaltıyla açılan iftarlara katıldık, bir çok kez.

Çorbaya kurumuş ekmeği doğradık, soğanı hırsımızdan yumrukla ezdik, cücüğünü evin küçüğüne verdik.

Muharrem, insanımızın bir hasleti kaybolmamış, bilmen lazım.

Şükre tanıklığımız daimî oldu.

Açlığa, yokluğa ve yoksunluğa rağmen, inancından tavizkar olmayan aileler gördük.

Yoksulluğun imtihan olduğunu ikide bir söyleyip, bir eli yağda bir eli balda olanları da bilirler, aslında. Onları Allah'a havale etmenin sonucu çok korkunç bir son, Muharrem.

Kimi iftarlara davet edilsek de katılmadık, prensip gereği. On yıldır, hiç bir davete icabeti uygun görmedik.

Her bir yemeğe yüzlerce lira veriyorlarsa kaynağı ne?

Kişinin önüne bırakılan bir ailenin akşam yemek masrafını aşıyor.

Muharrem, sıkıntı bununla bitse iyi.

Ağzı iyi laf yapan biri yemek bitimine yakın hemencecik duada bulunur. Hamd sonrası salavat ve yemeği verene teşekkür.

Ruhumu inciten söz şu olur, Muharrem:

- Ya Rabbi, bize verdiğin nimetler için şükrediyoruz. Bu nimetleri bulamayanlara da ihsan eyle.

Burada zihnindeki çarklar birbirine karışıyor, Muharrem.

Her nimeti veren O ise, her canlının bu nimetleri tatma hakkı vardır.

Allah'a vazife hatırlatması mı, Muharrem:

- Bu nimetleri bulamayanlara da...

Muharrem komşusu aç iken tok yatan varsa aramızda kendisini sorgulasın.

Bu ekonomik sıkıntılarda orucunu tutan kardeşlerimize yardım elini kamerasız ve fotoğraf makinesiz uzatanlara, verdikleri zarfları ve gıda kolilerini etiketsiz verenlere müteşekkiriz.

Muharrem, ' Yalan söyleyen ve aldatan bizden değildir.' der, Cenab-ı Peygamber.

Dil, ırk, coğrafya farkı gözetmeksizin Rabbinin rızası için oruç tutan, onun rızasına uygun yaşayan, bayramı asıl kutlama hakkına sahip olanlara, 'Bayramlarınız mübarek olsun.' diyoruz, Muharrem.

Keşke on beş dünya diliyle bayram tebriği sunabilseydik, size. Dört dille ifade eksik kalır.

Muharrem, can dostum, kardesim;

Hayırlı Bayramlar!...