3l Mart seçimlerinden sonra TBMM’de siyasi partiler arasında çok renkli bir siyaset görülecek. Zira Ak Parti milletvekillerinin hatta muhalefet partilerinin dile getiremediği birçok konuları, hem yeniden Refah Partisi hem de Hüdapar’ın milletvekilleri dile getireceklerdir.
Bu iki partinin birçok yönleri tamamen örtüşüyor. İstanbul sözleşmesinin geride bıraktığı on binlerce aileyi darmadağın eden, erkekleri adeta kadına mahkûm ve köle eden, 6284 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılması, İsrail’e ambargo uygulanması ABD’nin bağrımıza bir hançer gibi sapladığı İncirlik ve Kürecik tesislerinin kapatılması ve ayrıca Kürtlere ait bazı hakların verilmesi ön plana çıkacaktır. Her iki parti de bu konuları zaman zaman dile getirmektedir.
Şayet AK Parti Hükümeti 6284 sayılı kanunun kaldırılması ve Kürtlere hendek olayları döneminde, buzdolabına konulmuş hakları hakkında bir çalışma yapılacağını vaat etmiş olsaydı, bu iki parti de bu kadar sıçrama yapamazdı. Çünkü siyasi alanda boşluk olmayacaktı.
Bu her iki parti de iktidarın yumuşak karnını çok iyi tespit etmiş ve gelecekte Kemalizm’le ilgili birçok konuları da rahatlıkla dile getireceklerdir, bekleyelim görelim. AK Parti’nin özellikle 6284 sayılı kanunda hem İslam’a, hem de insanlık hukukuyla bağdaşmayan böyle bir yanlışta ısrar etmesi, kendi kendine ve topluma zarar vermekten başka hiç bir hukuki gerekçesi ve faydası olmayacaktır.
Faiz sisteminin iktisadi hayata verdiği zarar, atom bombasından daha şiddetlidir.
Bu iktidarın artılarını da zaman zaman dile getirdik. İktidarın en büyük bir görevi de eksileri azaltmak ve yanlışları düzeltmektir. Durup dururken kısa bir zamanda sözünü ettiğim bu partilerin ön plana çıkması, toplumda karşılıksız değildir.
Maalesef Ak Parti önemli bir seçime doğru giderken, gerekli olan bir iç muhasebeyi yapmamış olması da izahtan varestedir.
Hayat boşluk kabul etmez, idarecilerin bunu çok iyi bilmesi lazım.
Dost acı söyler diye bir tabir var, âcizane dostça uyarımı yapmak zorundayım.
Haydi kalın sağlıcakla.