Kapitalist sistemin insanı 'homo economicus' olarak ele alan biçimi, bu varlığın çıkar maksimizasyonu peşinde koştuğu ve her zaman rasyonel kararlar aldığı varsayımındaydı, herkesin kendi çıkarını max etme çabası otomatikman çatışma halinde bir grup-toplum yapısı ortaya çıkardı. Bu çatışmaların dozu ve her şeyi kendine isteme, en nihayetinde varoluşu gereği büyük çatışmalara krizlere yol açtı.

Batı rönesans-reform ve aydınlanmasında önemli bir yer tutan Thomas Hobes(17 yüzyıl felsefecisi) 'İnsan İnsanın kurduydu' 'Homo homini lupus est'. Yine merkantilist ekonomi anlayışına göre zenginliğin kaynağı altın ve gümüş ülke stokunu artırmakta saklıydı böylece dış ülkelerin altın ve stoklarının yağmalanmasına kolonileştirilmesine yönelik sürecin önü açıldı. 19. Yüzyıllara gelindiğinde ünlü Sigmund Freud insandaki en temel dürtünün şehve-sex ve şiddet olduğunu öne sürdü ve çokta taraftar topladı.

Aynı yüzyılda yaşadığı bir diğer önemli batılı düşünür Charles Darwinin fikirlerinden yola çıkılarak kurulan aile toplum yapısında insanlarında hayvanlar gibi olduğu özellikle ormanın kralı aslanlarda olduğu gibi çekirdek aile olmalı, çocuklar belli bir yaşa gelince aileden ayrılmaya teşvik edilmeli, babalar çocuk yetiştirmede genelde ortada olmamalıydı.

Güçlü olan zayıfı ezmeliydi tıpkı aslanın avcı ceylanın av olduğu gibi. Darwin ve ardıllarının hayvanlar alemine ilişkin gözlemleri düşüncelerinin insan toplumuna uyarlanmasına 'sosyal darwinizm' dendi.

20. yüzyıla geldiğimizde bir diğer batılı önemli düşünür olan Friedrich Nietzsche'nin üst insan fikirleriyle Sosyal Darwinizm ifikirlerinden etkilenen Adolf Hitller ve arkadaşları dünyayı kana buladı. Bugün gelinen noktada daha insancıl bir kapitalizm arayışları Davos ekonomik forum toplantılarına damga vurmaktadır.



Bugün gelinen noktada insan 'homo psychologicus' olarak ele alınmakta ve davranışları çıkar temelli olarak değilde, duygusal-sosyal bir varlık olarak açıklanmaktadır, kapitalizimin bugünkü geldiği noktada ve gelecekte daha medeni bir hale evrilmesi çok yüksek bir ihtimal olarak durmaktadır, nitekim 'yeşil dönüşüm' 'büyük sıfırlama' 'döngüsel ekonomi' 'Zengin vergisi' 'asgari kurumlar vergisi' 'vatandaşlık maaşı' gb kavramlar daha adil bir kapitalist-liberal dünya arayışının tezahürüdür denilebilir.