Her bakımdan kim üstün ve mükemmel yaratılan?
Tabiiki sureti güzel insan. Kim satılan?
Kim aldatılan, kim hayvandan aşağı görülen?
İnsan; yirminci asırda zalimce öldürülen… 
Birinci dünya savaşının en çetin yılları;
Akılları durduran, barındıran acıları
Hesaplaşmalar, topraklara hâkim olmak sevdası
Sinsi planlar, dönen oyunlar, perde arkası 
Evvelce; ardından hırlıyor, yüzüne korkak
Sonra üstüne saldıracak ittifak kurarak…

İşte; Çanakkale Boğazı'nın batı yakası 
Kesilmeyen yerdi köpeklerin ardı arkası
Gelibolu Yarımadası arada bir köprü
Rusya'ya yardım gidemiyordu bundan ötürü
Conkbayırı, Kocaçimen'i iki kritik yer
Gelibolu'ya bu iki tepeden girecekler
Anlaşma Devletleri; İstanbul ve Çanakkale
Boğazları'nın kontrolünü ele geçirmekle
Evvela buraları istimlâk edecek, sonra
Bütün Anadolu teslim olacaktı onlara!

Kasım 'Bin Dokuz Yüz On Dört'te başladı taarruz
İtilaf Devletleri; İngiliz, Fransız ve Rus…
Gemilerden top atışlarıyla istihkâmlara
Bombalar yağdırıyordu, verilmiyordu ara
İlk şehitlerimizi semaya Seddülbahir'de 
Uğurladık, geride kalanlarımız 'Tekbir'de
Hava açık ve deniz durgun; 'On Dokuz Şubat'tı
Geri çekildi filolar, vererek tahribatı
Zayiat artıyor, kayıplar her iki taraftan
Ölmek mi? Mühim değil can. Geride var bir vatan…

Kötü hava koşulları; fırtınalar geliyor
Müttefiklerin saldırılarını engelliyor
Top atışları havanın düzeldiği günlerde 
Durmuyor, Boğaz'ın giriş kapıları yerlerde.
Mayın koruma bataryalarımız vuruyordu
Sızan donanmaları, hezimete uğruyordu
Boğaza giren alçaklar takılı oluyordu 
Her yutkunmamız sonrası tek tek boğuluyordu
Aslolan inanç, üstünlük görüntüdeydi demek
Vatan sevgisi her kuvvetin üstündeydi demek…

Yeni bir hazırlık düzenlendi 'On Sekiz Mart'ta
Çanakkale, Kilitbahir aşılacak her şartta!
Boğaz geçilecek, bataryalar tahrip edilip 
Planlar konuşuluyordu, akşamdan içilip.
7 Mart'ı 8'e bağlayan saatlerdeydi 
Nusret Mayın gemisi 'Karanlık Liman'a geldi
Kıyıya paralel, aralıklarla 100'er metre 
11 hat; her hatta 'Yirmi altı' olmak üzere 
Mayınlarla döşenmişti. Zira Erenköy Koyu
Ölü nokta; düşman, gizleyebilirdi orduyu…

Hava açık ve deniz durgun; 'On Sekiz Mart'tı
Keşif uçuşları yapıp Alman mürettebatı
Gözetleme yapıyordu hareket var mı diye 
Hava ağarmaya başladı, döndüler geriye.
İkisi İngiliz ve 1'i Fransız, 3 Tümen
Boğaz'a ilerliyordu, rapor edildi hemen
Anadolu Hamidiye, Rumeli Mecidiye
Namazgâh, Rumeli Hamidiye, bu dört mevziye
Zırhlılar tarafından sabah başlandı ateşe 
Vuruş kaydediliyor, etmiyorlardı endişe…

Mayın hatlarından dönen gemiler kaça kaça 
Boğazın derin sularına battı, paramparça
Türk topçularının insanüstü gayretleri de
Sonucu lehimize çeviriyordu geride
Birleşik donanmalar nihayet çekilecekti
Ve savaş tarihe zafer olarak geçecekti. 
Olur ya; Türk bu, hesap edilmişti her ihtimal 
Mazisi zafer doluydu. Edilemezdi ihmal
Aksi durumda karadan bir cephe açılmalı
Çanakkale mutlaka her koşulda aşılmalı…

İngiliz, Fransız, Anzak, başlattı hareketi
Bu, önceden kurulmuş Akdeniz Sefer Kuvveti. 
Türk tarafından 5. Ordu Gelibolu'da
Konuşlandı. Karargâhımız oldu Yarımada
3. ve 15. Kolordu'ya bağlıydı
5. Tümen ve Bağımsız Süvari Tugayı. 
19. Piyade Tümen'i tedbir için 
Emrine verilmişti Yarbay Mustafa Kemal'in. 
Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale'ye baskın
Gerçekleşti 25 Nisan sabahına yakın…

Seddülbahir bölgesinde süngüler kılıç oldu
Kana battı toprak, ölülerle hıncahınç doldu
Sade yer mi? Daha evvel gökyüzü yedi renkti
Geriye yalnız al renk kaldı. Bu, böyle bir cenkti
Arıburnu'nda da durum farklı değildi. Belki
Askerlerin tamamı can vermişti birlikteki
"261 rakımlı tepe behemehâl
Temizlenecek düşmandan!" Dedi, Mustafa Kemal
"Düşmandan kaçılmaz, süngü tak, yere yat!" emrini
Verince, düşman da yere yatırmıştı serini…

"Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi
Emrediyorum" demişti, almak için tepeyi.
Vakit kaybetmeden taarruza geçti askerler;
"Kazandığımız an işte bu andır" geldi zafer…
Bomba Sırtı;14 Mayıs, karşılıklı siperler
Arası mesafe 8-10 metre kadar, taş atsan değer
Öleceğini biliyor asker, nitekim öyle
Boşalıyor ilk siper, ikinciler tevekkülle
Yerini alıyor ölenlerin, onlar da aynı
Dillerde 'Tekbir!' O vakit hepsinin 'bir' imanı…

6 Ağustos; binlerce şehit verdi Kanlısırt
Düşman ilerliyor, tehlikeye giriyordu Yurt
Bu felaket-i umumiye karşısında çare
Bölgedeki dağılmış tüm kuvvetlerin yekpare
Mustafa Kemal'e verilmesiydi. Ve verildi.
9 Ağustos sabah İngilizlerce girildi
Tüm cephelerde taarruza. Ve ilerliyorlar
İngiliz 9. Kolordu; Anafartalar
Anzak Kolordusu; Besim Tepe ve Conkbayırı 
İstikametinde taarruz ediyordu ayrı ayrı…

10 Ağustos 1915; gök karanlıktı
Mustafa Kemal saate baktı, ayağa kalktı
Hücum safının önüne geçti koşup ileri
Kırbacını kaldırarak havaya hücum emri
Verdi askerlerine. Kırbacının inmesiyle
İnledi gök, aslanların "Allah! Allah!" sesiyle
Yeter ki ağza gelsin, parçalanıyordu her hat
Kaçıyordu sırtlanlar, temizleniyordu serhat
Çakallar koşarak ve sürünerek yılanlar 
Topluca imha edildiler geride kalanlar…

Bozgun yedi yerlerine geçen takviye kuvvet
Conkbayırı Tepesi kurtarılmıştı nihayet
Türk yenilemezdi; tarih bir kez daha gösterdi
'Bin'i can verse, yerine başka 'Bin'i biterdi
Millet-i Hâkime; ne azalır, ne verir toprak 
Yorulduğu yerden hız alır, koşar o muhakkak
Yedi düvele Çanakkale'de tutarak kafa
Püskürttü canı pahasına edip müdafaa 
On binlerce Mehmetçik şahadet şerbeti içti
Bu mühim zafer de dünya harp tarihine geçti…

"Yedi" derler, yetmiş devlet üstüne gelmiş meğer
Çanakkale; yetmişine mezar kazıldığı yer
Cengâver nefer; demir elleri, göğsü tunç siper
Büker tankın namlusunu, sinesinde top seker
Duada yerler; "Allah! Allah!" Der. Gökler; "Âmin!" Der
Çanakkale; bir destanın daha yazıldığı yer
Cengâver nefer; Çeliktendir bileği, silkeler
Teper yangın ordusunu, geldiği gibi gider
EBEDİ der: Nerede o kafa tutan kelleler?
Çanakkale; başların burçlara asıldığı yer…
(18.03.2024)

Tüm şehîtlerimizi rahmet ve minnetle yâd ederim. Ozan EBEDÎ