Gecenin yarısında uyandım ve okudum.

Uykum kaçtı. Kafam alt üst.

O kızgınlıkla oturup uzun bir yazı yazdım.

Sabah yazıp yazıp sildim.

Korkunç bir iddia.

Bu kez 6 yaşında bir çocuk.

Üstelik babası tarafından 29 yaşında bir herife nikahlanmış...

Okula başlaması gereken bir yaşta gerdeğe sokulan bir çocuk.

Sözün bittiği yer.

Yani öyle yok "şeytana uydu", yok "bir kere oldu", yok "her yerde olabilir", yok "bunu gündeme getirenler şöyle böyle", yok "ayıklarsın, gerisi temizlenir" gibi sığınılacak hiçbir mazeret yok.

Mahkeme kayıtları ile sabit. Ses kayıtları ve fotoğraflar var.

Kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Korkunç!

Başkaları da şöyle yapıyor diye geçiştirilemez.

Bizdendir diye üstü örtülemez.

Bize zarar veriyor diye görmezden gelinemez.

Zina ve lgbt konularını dillerinden düşürmeyenlerin bu gibi konular karşısında suskun kalmaları veya çok cılız tepki göstermeleri de kabul edilemez.

Aksine bu ve benzeri çirkin fiiller, bizzat dindar kesimler tarafından en şiddetli bir şekilde redd ve tel'in edilmelidir.

Bu işlerden en çok din zarar görüyor.

Üstü örtülerek verilen zarar, açılarak verilenden daha fazla. Çünkü kaldıkça devam ediyor, kaldıkça kokuşuyor.

Tabii en önemlisi bu gibi anlayışları dinden ayıklamaktır. Çünkü maalesef bu işlere dinden kılıf bulanlar da var.

Bu konuları "diğerleri" dile getirdiği zaman kızanlar, bizzat kendileri mücadele etmelidir. Etmelidir ki doğru din ve hakiki dindarlar bu kirli imajdan kurtulsun. Ve bu konular din karşıtlarına malzeme olmasın.

Ben kendi adıma bütün bu anlayışları şiddetle reddediyorum.

Kızları "cariye" adı altında pazarlamayı da... Küçücük çocukları nikahlamayı da...

Kızları kendi rızası olmadan ikinci, üçüncü eş olarak "satmayı" da... Dedesi yaşındakilere vermeyi de...

Bütün bu ve benzeri sapıklıkları gizlemeyi, küçük görmeyi, görmezden gelmeyi, savunmayı da...

Buna kılıf bulan ve buna zemin sağlayan din anlayışlarını da...

Hepsini reddediyorum.

Herkes lütfen empati yapsın.

O işler kendi kızımızın veya oğlumuzun veya torunlarımızın başına gelse...

Allah korusun, düşünmeye bile tahammül mümkün değil.

Öyleyse...