Bir matem yaşıyorum günlerdir. Ne sustuğumdan ne konuştuğumdan tat alabiliyorum hatta almakta istemiyorum. Güneşe, aya, güne, geceye, evlatlarıma, aynada ki aksime yabancıyım. Kendimi, imanımı, irademi sorgular oldum.

Dünya 7 Ekim'den itibaren aynı değil. Yemin ederim artık aynı gökyüzüne bakmıyoruz, aldığımız nefes aynı değil. Bizi kandırmışlar aldatmışlar bizi, uyuyormuşuz senelerdir, asırladır. Yalan pespembe bir dünyaya oluşturmuşlar bize. İnançlarımızın gereği olan hayatı imkansız, insanüstü göstermişler.  Ama gördük, şahit olduk ki olmazlar olabilirmiş. İnsanlar bugün bu yüzyılda Asr- saadette gibi yaşayabilirmiş, Hz. Ebubekir gibi sıddık olup varını yoğunu İslam uğrunda feda edebilirlermiş, Hz. Ömer gibi düşmana cesaretle saldırıp, onların bile hakkını gözetebilirlermiş, Hz.Hamza gibi parça parça olabilirmiş vücutları… Açlığa, vatanlarından kovulmalarına, türlü tecavüzlere, evlatlarının parçalarını poşetlerle taşımalarına rağmen, tüm zorluklara rağmen aynı sahabeler gibi ''Anam, babam, çocuklarım, canım sana feda olsun Ya Resulullah'' diyebilirlermiş.

Allah'a iman etmek; rızık kokusu, can korkusu, evlat sevgisi ne varsa geriye atıp gerekirse şehadete koşabilmek, kimseden hiçbir şey beklemeden sırtını Allah'a yaslayabilmekmiş.  Türlü işkencelere, bir insanın yaşayabileceği en korkunç anlara rağmen 'Elhamdülillah' diyebilmekmiş iman.  Küçücük çocukların koca koca insan müsveddelerine kafa tutabilmeleri, en az bin tonluk bombaların öldürdüğü küçücük evladınızı kucağınıza alıp '' Hasbünallahü ve ni'mel vekil '' diyebilmekmiş iman.
 
Şimdi söyleyin bana kaçımız bunu yapabiliriz. Bir bardak kahveden, soğuk koladan, bir parça yemekten alternatifi olmasına rağmen vazgeçemezken kaçımız iman etmişiz gerçekten. Allah'ın mübarek kıldığı, peygamberimizin ümmetine emanet ettiği mescitten bana ne diyebiliyorsa insan, nasıl aynı Allah'ın kulu olabilir ki. Bırakın bir kenara imanı, binlerce bebeğin, çocuğun parçalanmasını izleyip ama onlarda topraklarını sattı diyebiliyorsa ne kadar 'insan' kalabilir ki insan. Meğerse bizler bir avuç 'insan' aynı mahalleyi, aynı şehri, aynı ülkeyi paylaştığımız milyonlarca kişinin, vicdanlarının, insanlıklarının ölümünü izliyormuşuz. 

Özgürlük, kadın hakları, çocuk hakları diye naralar atanların sesleri Müslümanlara gelince kısılırdı, batı hayranı hatta yalakası tipler onlar ne yaparsa savunurdu, kördü gözleri, sağırdı kulakları hakikate ama hiç bu kadar acıtmamıştı. Tüm dünya hiçbir bağları olmamalarına rağmen inletiyorken sokakları, bizlerin hala Müslüman'ım diyen topluluklara Filistinlilerin yaşam hakkı olduğunu anlatmaya çalışması ne korkunç. 

Öyle günlerdeyiz ki susamazsınız, tarafsız kalamazsınız, o teröristlerin bir damla suyunu bile alamazsınız, almamalısınız. Dünya bugünden ibaret değil, 'ölüm var'. Hesap veremezsiniz, mahşerde 'ama' ile başlayan cümleler kurtarmaz sizi. Şehadete koşan o 'Araplar' değil, siz olursunuz kaybeden.