Turizm endüstrisi ile ilgili nerede bir toplantı, çalıştay vs. yapılsa mümkün mertebe katılmaya çalışıyorum. Şanlıurfa özelinde ise katıldığım pek çok toplantıda turizm paydaşlarını görmek beni mutlu ediyor açıkçası. Bu organizasyonlarda dikkatimi çeken bir husustan bahsetmek istiyorum. Özellikle turizmin sorunlarından bahsedildiğinde herkesin hem sorun hem de çözüm önerisi olarak telaffuz ettiği iki kavram var: "Reklam ve Tanıtım". Genelde şöyle gelişiyor durum. Arzu ettiğimiz turist sayısına neden ulaşamadık? Cevap: reklam ve tanıtım yetersizliği nedeniyle. Turizmi nasıl geliştirebiliriz? Cevap: reklam ve tanıtımla. Resmen Lokman hekim reçetesi.

Peki gerçekten de reklam ve tanıtım turizmde her derde deva mı? Turizmde çığır açmanın yolu buradan mı geçiyor?

Yukarıdaki sorulara keşke evet demek mümkün olsaydı. Bu durumda tanıtım bütçelerimizi iki veya üç katına çıkarır. Tüm turizm sorununu kökten çözerdik. Maalesef böyle olmuyor. Buradan reklam ve tanıtımın tamamen boşa yapılan çalışmalar olduğu sonucu asla çıkarılmasın. Tek başına yeterli bir çözüm değildir demek istiyorum. 

Turizm, aslında pek çok bileşenden oluşan bir endüstridir. Bunun içinde oteller, moteller, pansiyonlar gibi konaklama tesisleri, kafeler, restoranlar gibi yiyecek-içecek tesisleri ile turistlerin şehir içi ve şehirlerarası hatta kıtalararası ulaşımını sağlayan ulaştırma işletmeleri mevcuttur. 

Tüm bunları neden sıraladım? Dikkat ederseniz, bir turist gittiği destinasyonda bu tesislerin hepsinden yararlanır. İnce bir ayrıntı da vereyim. Turistler bunları ayrı ayrı değil, bir bütün olarak değerlendirir. Ya hepsinden memnundur ya da değildir. Bu durumda iki alternatif oluşuyor. Turist ya Şanlıurfa'dan memnun ayrılır ya da memnuniyetsiz bir şekilde memleketine geri döner. Tabi ki amacımız memnun ve mutlu şekilde evlerine dönmelerini sağlamaktır.

Reklam ve tanıtım, basit şekilde birilerini bir şeyden haberdar etmek veya bir şeye dikkat çekmek demektir. Etkili reklam ve tanıtım Şanlıurfa'ya yönelik potansiyel talebi uyaracaktır. Merak da uyandıracaktır. Peki merak uyandırmakla iş bitecek mi? Şüphesiz ki hayır.

Günün sonunda turistin kaldığı odadan, yediği yemekten, akşam gittiği sıra gecesi etkinliğinden, turist rehberinden, şehir içi ulaşımdan duyduğu tatmin önemlidir. Buna göre Şanlıurfa'ya yeniden gelmeye; eşine, dostuna veya ailesine tavsiye etmeye karar verir. Ağızdan ağıza pazarlama dediğimiz bu tanıtımın da en etkili reklam olduğunu söylemem lazım. Yalnız bir nüans var: Eğer turist memnun ayrılmazsa da pek çok kişiyi etkiler. Tek farkla, bu sefer olumsuz olarak. 

Reklam ve tanıtım, Şanlıurfa'ya yönelik bir farkındalık oluşmasını sağlar. Ancak etkin tanıtımla bu mümkündür. Bu noktada da maalesef bazı aksamaların yaşandığı bir gerçek. Ayrıca tanıtım çalışmalarının da sonuçları mutlaka ölçülmelidir. Yaptık, bitti anlayışı doğru değildir. Çektiğimiz tanıtım filmini kim veya kimler izledi? Kaç kişi bu tanıtımlardan etkilenerek Şanlıurfa'yı ziyaret etti? En önemlisi de reklam ve tanıtımla yarattığımız beklentiyi karşılayabildik mi? 

Maalesef bu sorulara da çoğu zaman net yanıtlar alamıyoruz. Turist memnun mu gitti? Yoksa problem yaşadığı bir şeyler var mıydı? Bunları tam olarak bilemiyoruz. Çözüm esasında basit. Belirli periyotlarla objektif turist görüşmeleri yapılarak etkili bir geri bildirim sağlanabilir.  

Reklam ve tanıtım önemlidir. Ama sadece reklamla koca bir turizm endüstrisinin kalkınması beklenemez. Hele ki turizmin bu iki kelimeyle özdeşleştirilmesi kabul edilemez. Asıl başarı, tüm turizm paydaşlarının topyekûn bir şekilde özveri ile kaliteli hizmet üretmesi ile mümkün olabilir. Yani ne olursa olsun, turist evine mutlu dönmelidir. Bunun için doğru reçete kaliteli hizmettir. Reklam ve tanıtım da takviye ilaç olarak alınabilir. Şanlıurfa halkının misafirperverliği de tüm bu çalışmalara pozitif bir katkı yapacaktır. Buna hiç şüphemiz yok.