Gecenin o ağır sessizliği daha çökmemiş şehrin caddelerine. Zamanları ve mekanları kurşun gibi delen o ağır sükût henüz düşmemiş zamanın üstüne. Henüz kopkoyu bir karanlık değmemiş gecenin silik rengine. Zaman ne gündüz, ne gece.

Sokaklar boşalıyor yavaş yavaş. Herkes çekiliyor geriye. Herkes biraz hayattan çekiliyor. Kepenkler çekiliyor bir bir gecenin üstüne. Gecenin üstüne yorgun bakışlar, yılgınlıklar, tarife gelmez sitemler çekiliyor.

Her adım başında ayrı bir ses, her adım başında ayrı bir nefes, her adım başında baştan ayağa derin bir yalnızlık dökülüyor sokaklara. Sokaklara garip ve kimsesiz bir hal dökülüyor. Sokaklara karanlık ve ürkek bakışlar dökülüyor.

Bir köşede iki - üç çocuk kümelenmiş bir vaziyette öylece duruyor. Önlerinde elektronik bir tartı. Gelen geçenin gözlerinin içine girecekmiş gibi bakıyorlar. Göz göze gelmemek ne mümkün.

Görmemek, görmezden gelmek kabil değil. Bir roman sayfasından fırlamış gibi bir hal var üzerlerinde. Suskun ve ürkek bir bakışı çekmişler yüzlerine. Yüzlerinde sonsuz mütereddit ifadeler. Yüzlerinde derinlemesine bir mutsuzluk.

Yol kenarlarında bekleşen seyyar satıcılar. Kırış kırış alınlarına yapışan öfke öyle belirgin, öyle net okunuyor ki başkaca ne bir söz, ne de bir davranışa hacet var. Her şey apaçık. Gece gibi, karanlık gibi, sükût gibi açık. Bir nazarda belki yüzlerce hayat gizli. Bir nazarda bütün hayatların şifreleri dökülüyor gizli gizli. Görene. Görebilene.

Herkes ayrı dünyalarda, ayrı şarkılar mırıldanıyor gibi. Kimsenin gözü görmüyor kimseyi.

'İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır' mısraı tam da bu hali anlatıyor bize. Herkes ayrı bir alem. Hayat bir film şeridi gibi geçiyor sanki upuzun.

Kare kare sabitleniyor gözlerimizde bakışlar, tutkular, korkular ve rüyalar. Neye dokunsak sanki biz değiliz. Neye baksak, neyi görsek kendimizi dışında tutuyoruz sanki o şeyin. Ve neyi anlasak birdenbire o oluveriyoruz…

Bu anlar arasında geçip gidiyor işte ömür. İnsanın tenden öte bir şey olduğunu, harfin sözden öte bir şey olduğunu bilmekte zorlanmıyoruz artık. Bakışlarımızdan, kalbimizden ne bakışlar ne insanlar geçiyor. Ve bilmem siz de farkında mısınız ama; içimizden bir hayat geçiyor sessiz sedasız.

İçimizden koskoca bir alem geçiyor…