Aslında başlığı şöyle yazmam gerekirdi Urfa'da AKP'den aday adayı olmanın dayanılmaz hafifliği. Teamüllere göre başlık uzun olmaması gerektiğini bildiğimiz için; ancak bu kadar oldu. İki ses benzerliğini bulan, ya da soyadını bir redif ya da kafiyeye uyduran politikacı beğler(!) hiçbir masraftan kaçmadan bilbordları ve şehrin açık hava reklam alanlarını bedavadan kullanıyorlar. 

Süreç başlamadan önce üç yüz dört yüz aday adayı olacağını söyleyenlere abarttıklarını düşündüğümü söylüyordum. Ama şimdi gördüğümüz üzere aklına gelen bir foto, bir slogan ve bir de yer bularak kendi kendine gelin güveyi olup aday adaylığı kervanına katılıyor, hangisine sorsan ben işi bitirmişim, tamamdır, bide siyasal İslami jargonla Allah'ın izniyle tamamdır, derler ama; sanki hepsi ağız birliği etmişçesine hepsi adaylığı kesindir iması uyandırırlar. Müthiş bir algı, aslında şiddetli bir beyaz yalan… Misal Ceylanpınar İlçemizde AKP'den 32 aday adayı başvurusu var, işin doğasına göre bir kişiye verecekler, ama hangisiyle konuşursanız konuşun; Allah'ın izniyle tamamdır. 

Karaköprü'de de farklı bir tablo yok maşallah. Hepsi, güçlü, tamamı adaymış gibi kendi kendine çalıp oynuyor, algı dediğimiz müthiş yalan masmavi denizinde size tuzlu su içirerek kana kana kandırıyorlar… Olsun aday adayları öyle yapsınlar en nihayetinde 1 kişi Karaköprü'de aday alacak mevcut iktidar partisinden. 28 aday adayı başvurusu var Karaköprü'ye, bir de doğal adaylar varmış; işte İlçe Başkanı, İlçe Gençlik Kolları Başkanı ve İlçe Teşkilat Başkanı ve sürpriz adayları da sayarsak Karaköprü Belediyesine aşık ne kadar kendini feda edecek ehliyetli, liyakatli bu işi "davam" (!) gözüyle gören kendini feda edecek civanmert insanlar, bürokratlar varmış maşallah, maşallah, ya rabbim sen ne büyüksün, şu Karaköprü'yü ne kadar güzel yaratmışsın ki, kızımız ne kadar güzel, ahlaklı, zengin ve de soylu ki şu anda aday adayları pardon..?!!!; AŞIKLARI, ne kadar kızımız naz ederse borsa (!) o kadar yükseliyor, ne kadar kızımızı vermezse babası pardon geç açıklanırsa adaylığı o ehliyetli liyakatli Başkan Adayımızın heyecanı daha da artıyor, hava mis gibi lavanta, limon çiçeği ve de nar çiçeği kokuları (!) geliyor. 

Kimi aday adayı Başkanlarımızda, ezelden başkanlar çünkü makamlarına büyük harflerle BAŞKAN yazıyor, gül gibi kokan makamlarını, mevkilerini bırakıp daha iyi hizmet edeceğim diye İl Müdürlüğünden, Genel Sekterliğinden ve Daire Başkanlığından ferağat (!) ederek, kendinden fedakarlık yapıp geçiyor, paradan, maldan mülkten, makamdan, mevkiden ve mansıba gözünü kapatıyor, sırtını dönüyor ben Karaköprü'ye fisebilillah hizmet edeceğim diye… Şimdiye kadar getirilmeyen tüm hizmetleri daha da iyi getireceğim iddiasıyla ki hepsi iddialı(!) söz vererek adaylığa doğru koşuyor da koşuyor. 
Her birinin isminin önündeki unvanlara bakarak zannedersiniz ki 20-30 yıl emek verdilerde bu unvanları aldıklarını düşünürsünüz; ama bu unvanlar Profesör, Doçent Doktor ya da alanında Uzmanlaşmış kişiler değildir. 

Urfa'nın talihi bu kadar mı karadır? Vizyon derseniz, kimisi aşçı, kimisi kasap, kimisi dişçi, kimisi esnaf, kimisi muhtar, kimisi akıllı kimisi veli, velhasıl kelam bazısı köylü bazısı şehirli; ama hepsinin ortak noktası aday adayı… Lütfen beni yanlış anlamayın bu saydığım mesleklerin ustalarının hepsinin ellerini öperim meslek erbabı ve işinde ustalaşmışsa, helalinden ekmek götürüyorsa evine; inanın belediye başkanından da validen de milletvekilinden de Cumhurbaşkanından da en iyisi bu ustalarımızdır… Misyon mu zaten hepsi RTE markasının en samimi (!) müdavimleri…

Bu arada muhalefet partileri de pusuya yatmış, ana muhalefeti de, baba muhalefeti de, devası da, geleceği de, yenisi de, eskisi de DEMlenmeye devam ediyor, nedense hepsi ağız birliği etmişçesine aynen aday adayları gibi tek bir ağızdan yurttan sesler korosu şeklinde hele bir AK Parti Büyükşehir adayını açıklasın biz ondan sonra AÇIKLAYACAĞIZ, ya da birlikte ilan edeceğiz yeniden, yeni bir şekilde… 

Hepsi bir numaranın dudağından dökülecek sözlere, aç kurtlar gibi ağızlarını açmış bekleye duruyorlar… Bekleye dursunlar bakalım eğer ister yeniden deyin, ister ana muhalefet olun ister baba muhalefet, ister deva deyin DEMlenerek, ister gelecekte bir gün gelecek deyin, eğer özgüveniniz yoksa kendinize, adaylarınıza güvenmiyorsanız ve de "Biz adaylarımızı erken açıklayacağız deyip" sahaya süreceğiz ki erken kalkan erken yol alsın diye; bunu daha bir yıl önceden söyleyip kendi tabanının oylayarak yalan denizinde yüzüyorsanız, siz değil bir fırka yönetmeyi bir derneği bile yönetemezsiniz ve otoritenizde ne evinizde ne mahallenizde ve ne de şehrinizde olmaz, paspas olup gidersiniz mevcut iktidarın önünde… 

Urfa'da aday olmanın dayanılmaz hafifliğinin altında yatan diğer sebeplerden biriside taraf olduğunu göstermekmiş efendim! Tabi tabi esnaf bir sonraki seçime yatırım yapar, memur ya makamını sabitler ya da yeni makamlara yelken açar; ama sonuçta bütün aday adayları Urfa'da yangından mal kaçırır gibi hurra bir taraftan nedense taraf olur. 

Bu durum yalnızca Urfa'ya mı mahsustur bilmiyorum amma; "Efendim, Antep'te 30 aday adayı varmış, bizde 300 aday adayı…" şehir efsanesi dolaşıyor dillerde… Başbakanla bir el sıkışmışsınız diye adaylığı garantilemiş gözüyle bakarsa insan kendi kendine;  300 aday adayı bence Urfa'ya azdır gelin bunun yanına bir sıfır daha atalım kaliteyi(!) yükseltmiş olalım. Çünkü; " ne kadar aday adayı çoksa o kadar güçlü" olmanın verdiği bir durummuş diye polyana yapıyorlar ileri gelenlerimiz(!)

Bir yılı bile doldurmayan parti yöneticiliği olan, daha doğru düzgün bir seçim atlatmadan sicilinde büyük bir yerel seçim yenilgisi taşıyan başkan ve yönetim kurulu üyeleri eğer sabırsızca seçilmenin şehvetine kapılıp topluca istifa kervanına katılabiliyorsa buna organize işler denilir ya da "çok güzel hareketler bunlar" diyebilirim…

Memlekette kangren olan bir ulaşım sorunu var; hangi aday adayı bu güne kadar bununla ilgili proje sundu ya da açıklama yapabildi. İnsanlar Urfa'nın yerel seçimlerdeki düştüğü ve düşürüldükleri durumu hafızalarımızda taze iken, markalaşamamış bir şehrin sakinleri olarak markalaşmış bir liderin partisi yol geçen hanına dönmüşse eğer; bundan kendisini sorumlu tutmuyorsa kendini baş zanneden ikircik bir yürek taşıyan bu adamlar. "Hangi taşı kaldırsanız altında bir aday adayı çıkacak gibi. Ceee… Bende adayım bende adayım diyecek gibi! Benim onlardan neyim eksik… Benden iyisini mi bulacaklar! " hoop adaylığıma laf söyletmem" fazlalığım bile var!" diyorsa bu güçlüden yana olmanın ve güçten yana olmanın dayanılmaz hafifliğidir.
Geçmişte sağ ya da solda, aşağı yada yukarıda siyaset yapmış olmanız çokta önemli değildir zaten; yeter ki siz niyet edin ve gidin bir reklamcıya imajınıza imaj katsın ve unvanlarınız sıralansın dilsiz, ağızsız isimleriniz önüne ve versin coşkuyu uyduruk kafiyeli sloganlara ve nur topu gibi bir aday adayımız daha doğmuş olsun. İşte bu Urfa'da biberi fırına atıp yanında da aklımızı peynir ekmek gibi yemek kadar kolaydır aday adaylığı..!    

Hep konuşulur ya sıra gecelerinde, Urfa'dan bakan neden çıkmıyor diye? Acaba bakan çıkan memleketlerde sabah kalktığında rüyasında RTE markasını görenler hemen bir çırpıda koşup güçlü ve iktidar partisinden aday adayı oluyorlar mı? O talihli memleketlerde önüne gelen herkes yani üç yüz kişiden fazlası "İlkeli, Kararlı, Vatansever, Hamiyetperver, Memleket sever, Doğru, Dürüst, Yürekli, Aydın, Entelektüel, Hukukun üstünlüğüne inan, Tutuğunu koparan Hukuk tecrübesine güvenen, Yemeyen, Yedirmeyen, Namuslu, Varlığı memleketin varlığına kurban eden, Cefakâr Fedakâr Birikimli, Evrensel normların üstünde bir bilgiye ve beceriye sahip olan…" duygu ve düşünceleri yüreğinde taşıyıp aday adayı oluyor mu? Bizim aday adaylarımız bu kadar özelliğe sahipte yani hepsi namuslu ve dürüstte, ya onlarınki..?  
Vesselam…