Aslında bütün peygamberler birer öğretmendir. Çünkü onların hizmet alanı insanı, insan eden değerleri anlatmaktır. Onların izinden giden ulemada aynı sınıfa dahildir.

Öğretmenlik kadar kutsal bir meslek yoktur. Hz. Ali (r..a.) bana bir harf öğretinin kölesi olurum demiştir. Hem öğretmenin ve hem de öğrenmenin ne kadar kıymetli olduğunu bizlere anlatmıştır. Çünkü Tekâmül, öğrenmekle olur.

Günümüzde öğretmenleri ayakaltına alanlar oldu. Gerek kendini bilmez bazı ebeveynler ve gerekse şımarık bazı talebeler birçok öğretmeni rencide etti.

Başta devlet erkanı, veliler, sivil toplum örgütleri ve hepimiz öğretmelere sahip çıkarak onlara hak ettikleri hürmeti göstermeliyiz. .

Öğretmen denilince, bir başka aleme dalarım, onların bize öğrettiklerinin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlar, bizleri hayata hazırlamak için nice fedakarlıklar yaptıkları gözümün önünden bir film şeridi gibi geçer ve babama yaptığım hürmeti onlara yapmak için adeta can atarım. Ellerini öpmek, dualarını almak bir başka mutluluk.

1960 yılında Urfa lisesinin birinci sınıfındayız. O zaman Cumartesi ve pazar günlerinde ders çalışmanın dışında arkadaşlarla sohbet edecek ve vakit geçirecek kahvehanelerin dışında başka bir yer yoktu Sinemalarda iki veya üç film birden oynatılırdı. .

Bu iki yere de gittiğimizde her zaman bizi bir korku salardı. Son derece cesur, gözünü daldan budaktan esirgemeyen kendisine (...Elo) diye lakap takılan rahmetli Ali Dokucu, talebeleri Cumartesi ve pazar günlerinde bile rahat bırakmazdı Kahve kahve dolaşır ve eğer bir kahvede oturuyorsanız arkanız da duran biri omzunuza vurarak, kalk git evine dersine çalış diyerek, bizi kahvehaneden kovardı.

Cumartesi ve pazar günleri sinemaya gittiğimizde bir bakarsınız ki filmin tam ortasında ışıklar yanar, Ali Dokucu; talebeler evlerine gitsinler derslerine çalışsınlar diye böyle bir yönteme başvururdu. Ali Dokucu için de Cumartesi ve pazar günleri böyle geçer, kendi isti rahatını bir kenara bırakırdı. Onun tek derdi talebeleriydi.

Bu yöntem ne kadar doğru veya yanlıştı orasını takdire bırakmakla beraber, zamanını hep talebeye ayıran birinin ne kadar idealist olduğunu siz tasavvur edin.

Ali Dokucu çok cesur ve disiplinli olduğundan Diyarbakır lisesine tayini çıkarıldı ve o liseyi âdete hizaya getirdi.

İlkokul, ortaokulda da unutmadığımız çok saygı duyduğumuz öğretmenlerimiz vardı.

Lisede merhum Salih Önen, valla kusura bakmayın diğerlerinin ancak lakaplarını yazacağım, çünkü aklımda o şekilde kalanlar var. Moment Mıhe, Rölyef miçe, Ane, Doge , ölü Mıhe..

Rahmetli Suruç Ortaokul müdürü Abdurrezak Tuğcu, hanımı Saadet Tuğcu, Mustafa Bengisu İlkokul da Çanakkaleli Orhan ve Urfalı Abdulkadir hocamızı ve diğerlerini bütün ruhu canımla sevgi ve saygıyla anıyorum Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.

24 Kasım öğretmeler günü kutlu olsun derken içimiz biraz buruk. Çünkü öğretmen bu ülkede hak ettiği yere hiç bir zaman gelemedi.

Eski medreselerde ki Hocalar ise, hem ebeveynler ve hem de talebeleri tarafından ne kadar hürmet gördüklerini bilenlerdenim. Çünkü o medreselerde, Allah'a ve Resulüne, anne ve babaya ve büyüklere itaat etmek Allah'ın emri olarak öğretilir.

Haydi, kalın sağlıcakla.