Diyarbakır Anneleri..

Evlatları dağa kaçırılmış, kendi istekleri gitmiş, kandırılmış çocukların, terör örgütü tarafından evinden, arabasından alınarak kaçırılmış askerlerin, polislerin anneleri, babaları.

Onlar dünyanın en acı imtihanı olan ' evlat acısı' ile sınanan yürekleri yaralı insanlar. Geceleri gözlerine uyku girmeyen, hayatın neresinde olduklarını bilmeyen anneler babalar..

Çözüm süreci öncesinde dağa götürülen evlatlarının peşine düşen ve Çözüm Süreci ile birlikte medyada sesleri cılız bir şekilde duyulup daha sonra unutulan Anneler artık bir kez daha seslerini, feryatlarını yükseltip ciğerparelerini geri istiyorlar.

Daha önce bir olan bu ses gittikçe artarak büyük bir çığlık haline gelmeye başladı. Acılarından, dik duruşlarından cesaret alan anneler artık amasız, velakin siz bir şekilde evlatlarını geri istiyor.

40 Yıldır akan kanın, kurban verilen evlatların bu ülkeye acıdan başka bir miras bırakmadığını bile her kesimden ehli vicdan sahibi olan insanların da bu çığlığa olan desteği her geçen gün artıyor.

Öyle ki; bir araya gelen insanların tek dili tek duygusu var o da evlat acısı. Ki bu acıyı en çok hisseden varlıklar anneler.

Hal böyle iken bu acıların son bulması, asker, polis, militan, terörist ve her ne ad altın da olursa olsun bu memleketin evlatlarının ölmemesi için bu çığlığa destek olunması gerekiyor.

İşte tam bu sırada Türkiye'nin neresinde olursa olsun STK'larımızın , vatandaşlarımızın bu annelere destek olması gerekiyor. Hele hele Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Adıyaman, Siirt gibi terör belasından en çok canı yanmış illerimizde faaliyet gösteren STK'larımızın bu harekete destek vermesi gerekiyor.

Kadın hakları, çocuk hakları gibi bir çok konuda basın toplantısı, gösteri düzenleyen STK'larımız için bu hayati ve insani konu bir samimiyet sınavı olacaktır.

Başta Şanlıurfa olmak üzere özellikle Kadın ve Çocuk hakları konusunda faaliyet gösteren STK'lara çağrıda bulunuyorum; bu anneleri bölge insanı olarak en çok sizler anlayabilirsiniz. Bu destek sizin samimiyet sınavınız olacaktır ve bu kanın, gözyaşının bitmesi evlatların evlerine dönmesi ve bir hiç uğruna daha oyun, eğlenme, eğitim çağında iken dağlarda can vermemeleri adına sizin üzerinize düşen sorumluluk ve vebal daha ağırdır.

İnanıyorum ki; Yurt içerisindeki bir çok afet ve felakette, Suriye savaşından kaçarak ülkemize sığınan milyonlarca insana din dil ırk, mezhep ayrımı yapmadan el uzatan STK'larımız bu kanın durması için de elini taşın altına koyacaktır.

Bu tarihi çığlığa deste vermeyen, bu sorumluluğun altına elini koymayan STK'lar da ' Proje avcısı', ' Kağıt üstünde STK', ' Siyaset yalakası' gibi bir çok sözde STK gibi etiketler altında şüphe ve ithamları hak ederek ortalarda görünmeye devam edecektir.

Annelerin ağlamadığı, çocukların ölmediği, kardeşin kardeşi vurmadığı, kimsenin kimseyi ötelemediği barış, kardeşlik, huzur dolu bir vatanda kıyamete kadar yaşamak umudu ile kalın sağlıcakla.