Taşı tamaşası bol olan Urfa, zengin kültürel yapısı ve renkli karakterleriyle her zaman dikkatleri üzerine çeken bir şehir olmuştur. Bu şehirde yaşayan her insan, bir kültürel hazine değerindedir. Urfa'da popülerliğini her zaman koruyan ve sevilen yaşlı ile yaşlı; çocuk ile çocuk olan engellileri el uzatan kadınlar ve Urfa'nın dilini iyi bilen birçok eğlence ve programda Urfa ağzıyla şiirler okuyarak Urfa'yı tanıtan nadir kişiler bulunmaktadır. Bu yazımda, dikkatleri üzerine çeken kıymetli arkadaşım Remzi Kara'dan bahsedeceğim. 

Ayrıca geçtiğimiz günlerde, GAP Gündemi YouTube kanalında hafta sonları yürüttüğüm Şanlıurfa'da kültür ve sanat programının konuğu olan değerli ağabeyimiz Remzi Kara ile çocukluğu, hayatı ve sanatıyla ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Arzu edenler, bu sohbeti GAP Gündemi YouTube kanalında tekrar izleyebilirler. Şanlıurfa'nın Büyük Yol Mahallesi'nde, maliyeden emekli bir babanın ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Remzi Kara'nın yaşamı ilginç bir hikâyeye sahiptir. Remzi, altı erkek kardeşi ve kendisiyle birlikte büyüyen tek kız kardeşiyle birlikte büyük bir ailede yetişir.

Remzi'nin doğduğu zamanlarda, annesinin çocuk sahibi olmayan teyzesi onun ebesi olur ve Remzi'yi büyütür. Annesi çocuk sahibi olamayan kız kardeşine Remzi'yi verir. Remzi Kara, teyzesi ve teyzesinin kocası yanında büyürken, onları anne ve baba olarak kabul eder.

İlkokula Şehit Nusret İlkokulu'nda başlayan Remzi, 4 yılını burada tamamlar. Ardından 5. sınıfta Cumhuriyet İlkokulu'na geçiş yapar. Teyzesi ve teyzesinin kocası, Remzi'nin hayatında önemli bir rol oynar ve ona evlerinde kalma imkânı sağlar. Remzi, büyük yol sakinlerinin gözünde saygıdeğer bir kişi olarak tanınır ve Elçiler Konağı'nda yaşamını sürdürür.

Teyzesinin vefatının ardından, çocuğu olmadığı için Remzi'ye evin üçte biri miras olarak kalır. Remzi, Melahat Armağan öğretmenin rehberliğinde büyür. Remzi, kültürel açıdan zengin bir çevrede büyür ve çevresindeki insanlarla güçlü bağlar kurar. Yaşar Duru, Bahattin Duru ve Kürkçüoğlu ailesi gibi komşularıyla yakın ilişkiler geliştirir.

Remzi, abisinin ödevlerine yardımcı olurken, kendi yeteneklerini de keşfeder. Özellikle tombiks Texas karakterlerini çizme konusunda yeteneklidir ve bu alanda abisine yardımcı olur. Remzi Kara, yeteneğine Abdurrahman Aksoy ve Şükran Korkut hocalarının dikkatini çekerek ortaokul yıllarında ilk yağlı boya resim sergisini okulunda açma fırsatı bulur. Bu sergi sayesinde popülerliği artar ve okuldaki herkes tarafından tanınır hale gelir. Bir gün, öğretmenleri Şükran Korkut sınıfa ödev verirken, tüm sınıfın resimlerini Remzi Kara'ya çizdirtir. Ertesi gün öğretmen, herkese 5 verirken Remzi'ye sıfır verir. Bu durum Remzi'yi üzüp ağlatır ve tahtaya kaldırılır. Ancak daha sonra öğretmen, Remzi'ye bazı karakterleri çizdirtir ve ona bir daha kimsenin resmini çizmemesini söyleyerek ona da 10 verir.

Lise yıllarında Remzi, resim derslerine girerek öğretmenin yerine geçer. İstanbul'da yaşayan stilist kardeşi ve diğer abileriyle birlikte yaşamını sürdürür ve birçok öğretmenle tanışır. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar bölümünü kazanır, ancak bir yıl sonra çalıştığı için bırakır ve daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girip SSK'da işe başlar.

Hayatı boyunca durmadan resimler yapan Remzi Kara'nın eserleri birçok ünlünün koleksiyonunda bulunmaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi siyasetçilerin tabloları bulunmaktadır. Ayrıca, Mahmut Tuncer gibi birçok ünlünün portresini çizen bir ressamdır. İbrahim Tatlıses ile olan anısını programda anlatırken, İbrahim Tatlıses'in tablosunu çok beğendiğini ve onu çok gerçekçi bulduğunu söyler.

Remzi Kara, engellilere olan sevgisiyle de bilinir ve genellikle onlara dersler verir. Kendisi bir anısını anlatırken, bir açılışta engelli bir öğrencinin tablosunun sergilenmediğini fark eder ve tepki gösterir. Kızın tablosunu ısrarla serginin içine koyar ve açılışta başkan gelince engelli kız başkanın boynuna sarılır ve fotoğraf çekilir. Remzi Kara, bu anıyı anlatırken dünyaların kendisine ait olduğunu hissettiğini ifade eder.

Remzi Kara'nın hayatı, sanat tutkusu ve engellilere olan sevgisiyle dolu bir yolculuktur. Eserleri ve etkisiyla birçok kişiye ilham vermiş ve tanınmış bir ressam olarak iz bırakmıştır. 

Urfa Belediyesi'ne milli mücadele ve Urfa kurtuluşuyla ilgili 130 tablo yaparak büyük bir kitap oluşturulmasına katkı sağlayan ressam Remzi Kara, karşılığında tek kuruş dahi almadı. Bu çalışmaların hazırlanmasında, Kara'nın sevgili dostları Müslüm Akalın ve Sabri Dişli'nin de destek verdiği belirtildi. Kara, bu tabloların her seferinde on binlerce kopya basılarak öğrencilere dağıtılmasının kendisini çok mutlu ettiğini ifade etti. Kendisine zenginlik getirecek ünlü isimlere tablo verdiği şeklindeki yanlış bir algıyı düzeltmek isteyen Remzi Kara, gerçeğin bundan farklı olduğunu vurguladı. Kara, iki üniversite öğrencisi olan çocukları olduğunu ve verdiği tabloları bedava olarak sunduğunu, tablolarıyla büyük bir kazanç elde etmediğini söyledi. 

Remzi Kara, sadece kitap çalışmalarıyla sınırlı kalmayarak Urfa kültürüne de duvar resimleriyle katkıda bulunuyor. Belediyenin birçok sosyal mekanında duvar resimleri yaparak Urfa'nın kültürel mirasını koruma ve tanıtma çabalarına destek veriyor. Habip Polat beyin omurilik felci geçirmeden önce riskli bir şekilde araba kullandığına dikkat çeken Remzi Kara, bu durumu önceden babasına bildirdiğini ancak dinlenmediğini ifade etti. Ne yazık ki, Kara'nın uyarısının doğru çıktığı ve Habip Polat'ın felçli olduğu belirtildi. Babası, Kara'ya gelerek "Sen beni uyarmıştın, seni dinlemedim" diyerek dernek olmadan da yardım edebileceğini dile getirdi. Remzi Kara, Urfa yaşantısı ve mimarisini resimlerine taşıyarak, genellikle toplumda seçtiği konularla tanınan bir sanatçıdır. Realist bir yaklaşıma sahip olmasının yanı sıra, klasik akımın devamını sürdüren sanatçılardan biridir. Yaptığı çalışmalarda bazen fotoğraflardan ayırt edilemezlik özelliği göstermesi, Kara'nın kullandığı tekniklerle ilgilidir. Aynı zamanda tiyatro ve sinema alanlarında da çalışmalar yapmış olan Remzi Kara, liseli yıllarında "Mola'nın Cimrisi" tiyatrosunda Urfa Lisesi'nde Kemal Kapaklı ile birlikte başrol oynadığını belirtmektedir. Ayrıca, yaklaşık 10 filmde de görev almıştır. Kara, Şener Şen ile olan bir esprisini de bizimle paylaşmıştır.

Emekli kültür müdürü Nevin Güllüoğlu ile yaptığı çalışmalar sonucunda Remzi Kara, Nevin Hanım'ın eşsiz bir insan olduğunu belirtmektedir. Kendisiyle ailece tanıştıklarını ve aralarında kirvelik bağları olduğunu ifade eden Kara, Urfa'ya çok şey kazandırdığını ve Urfa halkının ona çok şey borçlu olduğunu vurgulamaktadır. Remzi Kara, Nevin Hanım'ın portresini çizerek kendisine vermek istediğini söylemiştir ancak henüz bu portreyi vermediğini belirtmiştir. Bir gün onun evine giderek portreyi teslim etmeyi düşündüğünü ifade etmiştir. Özellikle Nevin Hanım'ın hastalığını atlattığını öğrenmekten dolayı mutlu olduğunu dile getiren Kara, sevgi ve saygılarını iletmektedir.
Remzi Kara ile şiirle ilgili yapılan muhabbet sırasında, kendisinden sürpriz bir dörtlük aldığını belirtmektedir. Ardından, bir şiir okuyarak devam etmektedir:

"Kaç mevsim geldi geçti, yine gelmedin Bahar,
Gözlerinin içinde denizin acısı var,
Andıkça işlerimin bir hüzün beni sarar,
Gülleri solmayan bir Muharrem kardeşim var."

Remzi Kara, bu şiirin son mısrasının sevdiği kişilere göre değiştiğini ifade etmektedir. Ayrıca, kırk yıl sonra karşılaştığı sevgilisiyle olan şiiri okuduğunu belirtmektedir. Şiir, Urfa Balıklıgöl'den 40 yıl sonra iki sevgilinin karşılaşmasını, birbirlerini tanımaya çalışmalarını ve hal hatır sormalarını anlatmaktadır. Remzi Bey'in okuduğu şiir her zaman ilgi ve dikkatleri çekmektedir.

Remzi Kara, toplumun seçtiği konuları resimlerine yansıtan bir sanatçı olarak tanınmaktadır. Çalışmalarıyla Urfa kültürüne katkıda bulunmuş ve sanat camiasında önemli bir yer edinmiştir.

Urfa'daki sanat ortamının ve sanatçıların durumunu değerlendiren Remzi Kara, en büyük eksiklik olarak uluslararası düzeyde bir sanat merkezi ve sergi salonlarının olmayışını görmektedir. Remzi Kara, önceden İstanbul'da açtığı sergide Urfa'yı tanıtan tablolar sergilediğini ve bu sayede İstanbul'dan bir grup yerli turistin Urfa'yı gezmeye geldiğini anlatmıştır. Bu anıyı paylaşarak Urfa'nın zenginliklerine sahip çıkmanın önemini vurgulamıştır. Yöneticilere büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, Urfa'nın bu zenginliklerini Urfa'nın yararına kullanmamız gerektiğini ifade etmiştir.

Programın sonuna gelerek Remzi Kara ile şiir programını tamamlamış ve izleyicilere veda ettik. Remzi Kara ile gelecekte tekrar bir şiir programında buluşmak üzere, başka bir konuğumun sohbetini kaleme alma yazısında görüşmek dileğiyle.