Geçtiğimiz Pazar günü yayınladığım 'Atatürk Mahallesi'nde Yürüyüş' yazımın 2. Bölümünde Millet Hanı'ndan söz etmiştim.

17.500 km2 lik alanı ile Urfa'nın en büyük, Türkiye'nin en büyük hanlarından biri. Eski adı 'Delilan Han'. Geçmişi asırlar öncesine çıkıyor.

2. Abdülhamid zamanında 'Redif Askeri Şahanesi' olarak kullanılmış. 20. Yüzyılın başında Alman misyonerleri tarafından yetimhaneye çevrilmiş. Tehcir sırasında Ermenilerin toplanma merkezi olmuş. Cumhuriyet döneminde uzun süre süvari kışlası olarak değerlendirilmiş. Kısa bir süre belediye tarafından depo olarak kullanıldıktan sonra kaderine terk edilmiş.

2000'lerin başında Valilik el atmış. İhaleye çıkarılmış. İhaleyi alan özel bir firma 2013 yılında restorasyon çalışmalarına başlamış. Sonra bir takım iddialar ortaya atılmış; konu mahkemelik olunca çalışmalar durmuş.

Yazımda bu durumdan dolayı üzüntümü bildirmiştim. Okuyuculardan birçoğu da üzüntüsünü ve tepkisini dile getirdi.

Sonra güzel bir gelişme oldu.

İhaleyi alan şirketin ortağı ve yatırım danışmanı Mehmet Tuncay beni aradı.Millet Hanı'nda buluşmaya karar verdik.

Dün buluştuk. Yanında şirketin yönetim kurulu başkanı Ferhat Donuker de vardı.

Uzun ve verimli bir sohbet oldu.

Mehmet Bey, konuyu kendi cephelerinden detaylı bir şekilde anlattı.

İddialara ve mahkeme safahatına girmeyeceğim.

Hanı 99 yıllığına kiralamışlar.

Bazısı yurt dışından olmak üzere 300 civarında profesyonel bir ekiple çalışmışlar.

Her aşaması resmi yetkililerin kontrolünde yürümüş. Orijinal yapıya uymak için azami gayret göstermişler. Hatta daha fazlasını yapmışlar.

Çalışmaların yüzde 65'i bitmiş.

Gelelim en önemli konuya...

Mehmet Beyin dediğine göre mahkeme şirket lehine karar vermiş.

Havalar ısınınca, yani baharla beraber, çalışmalara yeniden başlayacaklarmış.

Bunun için bütün hazırlıkları tamammış.

Eğer olağanüstü bir durum olmazsa 1, en geç 1,5 yıl içinde de bitireceklermiş.

Daha sonra kalkıp hemen hemen bütün bölümleri beraberce dolaştık; Mehmet Bey, neler yaptıklarını örnekleri ile anlattı.

Kuzey kısmı otel, güney kısmı çarşı olacak.

Özellikle dikkat çeken ve kafalarda sorulara sebep olan ortadaki derin kazının sebebini sordum. İki avlu arasındaki 3 metreden fazla kot farkını ortadan kaldırmak için ve anlaşma gereği kazıldığını söyledi. O kısımlar otel tarafında havuz yapılacakmış, çarşı kısmında ise betonla doldurularak servis alanına dönüştürülecekmiş.

Güneybatı köşesindeki giriş kapısının üzerine, orijinalindekinin aynısı aslan kabartmaları yapılacak ve daha önce sökülüp müzeye kaldırılan tarihi kitabe de getirilip yerine monte edilecekmiş.

Uzaktan görmek yetmiyor. İçine girince hayran oldum. Muazzam bir eser.